Gönderi

Ölümle burun buruna gelmiş biri genellikle şöyle hayıflanır: daha hayatı doya doya, umduğum güzellikleri yaşayamadım bile. Bu adil değil. Bu serzeniş, iki nedenle beyhudedir. Bir; daima insanın umduğu ve kavuştuğu güzel bir hayattan daha güzel olan bir hayat vardır.Umduğuna ulaşıp ona sahip olsa da, buna alışkanlık geliştirip zamanla diğerine de sahip olmak ister.Böylece zaten o daima bir yoksunluk içindedir. İkincisi; o, aslında bu sözle hayatta güzel ve iyi şeyleri yaşamış olmanın tatmini ve huzurunu aramaktadır.Bu hem az önce ifade ettiğimiz husus nedeniyle hem de ölüm karşısında anlamsızlaşır.Ölüm, acı ve yoksunluk kadar böyle bir huzur ve tatminin olmayışıdır.Aradığı bu tatmin, mutlak olarak ölümle elinden alınacaktır.Bu anlamda hayatta bir şeyleri kaçırmış olmak, bunun verdiği pişmanlık ve huzursuzluğun da nihayetinde bir anlamı yoktur.Ölüm adaletle tecelli eden yegane gerçek olarak herkesten tüm sahip olduklarını geri alarak onları bir ve aynı boşluğa, tam anlamıyla hiçliğe gömer.
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.