Kilise'nin devlet içerisindeki en önemli güç kayıpların dan biri (önceden yerine getirdiği kamu hizmetleri açısından) medeni kanunun 1791 Anayasası ile laikleştirilmesi olmuştur:
"Yasa, evliliği sadece sivil bir sözleşme olarak görmektedir. Yasama yetkisi hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlar için doğum, evlilik ve ölümün nasıl kayıt altına alınacağını belirleyecek ve belgeleri teslim alıp muhafaza edecek devlet görevlileri atayacaktır."