Amin Maalouf’un diğer kitaplarını okuyup özellikle Semerkant’a bayıldıktan sonra bu kitap büyük hayal kırıklığı oldu benim için. Yazar farklı bişey denemiş sanırım ama olmamış. Yorumcular distopya, yarı distopya falan demişler de ben kafamda distopya kategorisine de oturtamadım kitabı. Bitirene kadar hep ne olacak ki acaba diye merak ettim, sonuç olarak hiçbir şey olmadı, kitap sanki yarım kaldı gibi bir sonla bitti.
Amin Maalouf’un o vurucu cümleleri, mükemmel tespitleri var tabi kitapta. Çok beğendiğim cümle, paragraf var ama olay örgüsü yok, ortada tam bir hikaye yok. Yine de okunmasa da olur diyemiyorum zaten hiçbir kitap için bunu diyemem. Siz de bir deneyin.