Edebi bir kitap değil ayrıca okurken sıkmıyor. Aksine daha fazla okumak istiyorsunuz, hikayeye doyamıyorsunuz.
Karakterin monologları kitaba karamsar bir hava katıyor. Okurken zaman zaman kendimi gülerken bulsam da genel olarak Cameron'un iç çatışmaları nedeniyle karamsar bir duyguya bürünüyordum. Cameron'un ergenlik dürtüleri, ergenlik dürtülerinin sonuçlarının verdiği pişmanlık, karşı cinse karşı çekingenlik, ani duygu patlamaları, hormonlar falan filan derken her ergenin hayatının bir parçasında kendisiyle ilişkilendirebileceği yerlerin olması yüzünden rahatça evrensel bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Kirkus Reviews'un da kitabın başına eklediği gibi "Kimine yakın kimine ise çok uzak olan bir hikayedir erkeklerin dünyası."
Cameron'un kendini kanıtlama arzusu, kimlik arayışı. "Ben bundan daha fazlasıyım." dürtüsü ve kendi kendine olan düşünceleri çok etkileyiciydi benim için. Okurken kendimi bulduğum için de olabilir belki. Cam'in aitsizlik hissi, sürekli bir arayış içerisinde olması çok iyi aktarılmıştı.
Çerezlik bir kitap. Ama okumak zevkliydi. Üçlemenin ilk kitabı. Diğerlerini okumak için heyecanlıyım. Bir arkadaş gibi hissettim okurken.