Modern edebiyatın kurucularından sayılan Conrad’ın, dilin rüzgârına tutunup denizin özgürlüğünde, anlatma işini iki anlatıcıyla sürdürdüğü yapısı ve sömürgeciliği ele alan konusuyla iki boyuttan oluşan kitabını OKUDUM. “Okudum” bana hep ikircik bir kelime gibi gelmiştir. Bir kitabı okumuş olmakla, bir kitabı yaşamak arasındaki belli belirsiz ayrımın arasında gidip gelen yarı yarıya ortak bir bağ olduğunu varsayarsak ve yine bir kitabı okumuş olmakla, bir kitabı yaşamanın meydana getirdiği düşsel yaratım farklarını düşünürsek bu ikirciklik daha da belirginleşiyor.