19. yüzyıldan itibaren Batılı sömürgeci devletler ulusların geleceklerini belirleme hakkını destekleme görüntüsü altında Doğulu ulus, etnik ve dinsel grupların yaşamına karışmaya başlamışlardır. Bu insancıl görünümlü duygular, bir siyasal amacı gizliyordu. Bu da, sömürgecilikti.