Kitap farklı coğrafyalarda yetişen üç kadının hikayesini konu alıyor. Üç kadının hikayelerini kısa kısa veriyor ve yazar her bölüm sonu okuru merakta bırakmayı başarabiliyor. Bu üç güçlü kadının birbirleriyle hiç bağlantısı olmaması ama aynı zamanda olması çok ince düşünülmüştü. Aslında fark etmeden başka insanların hayatlarına yaptığımız işlerle, iyiliklerle dokunabildiğimizi bize çok hoş bir yolla aktarıyor. Kadının gücü ve feminist anlayış kitap boyunca hakimdi. Sarah’ın Cam tavanlar algısını yıkması, başarılı, yıkılmaz kadın kılıfına bürünmesi sonrasında kansere yenik düşmesi bana daha yakın geldi. Kitap boyunca Sarah'a az üzülmedim fakat aynı zamanda gurur duymadım değil. Giulia'nın gelenekçi ve aile şirketine bağlı olmasını çok sevdim. Giulia'nın bölümlerinde küçük bir aşka da şahit oluyorsunuz. İçiniz yumuş yumuş olmuyor değil. Smita' ya gelecek olursak kendisi başına buyruk aynı Sarah gibi erkek egemenliği, ezilme, hor görülmeyi sevmiyor. Şahsen bu kitabı okuduğuma memnunum bana farklı bakış açısı kazandırdı. Guilia sayesinde peruk üretimi, saçın nasıl boyanması gerektiğini Smita sayesinde Hindistan gelenek, kültür, kast sistemlerinin nasıl çalıştığını Sarah sayesinde ise Cam Tavanların nasıl kırılabileceğini; iş hayatında nasıl duygularımızı, kişisel hayatımızı maskeleyebileceğimi öğrendim. Hikaye, öykü tarzında kitap arıyanlara önerilir! @diajournal- Instagram

Saç ÖrgüsüLaetitia Colombani · Yan Pasaj Yayınevi · 20206,4bin okunma

·

36 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Dia Marrone