Sorunlara pratik bir çözüm bulmak için boşuna çabalarken, bu düşünceler Doktor’un aklından puslu bir biçimde geçip gitti. Saat neydi? Kulaktan dolma bilgiyle, bu tuhaf yaratığın kafasının arkasında bulunduğunu biliyordu. Tom Driver onu görmüştü ve onu beceriksizce tarif etmişti. O zamandan beri Doktor’un zihninde, Saat Adam’ın kafasına takılı olan ve belki de beyin işlevleriyle bağlantılı olan cihaz yapısında bir şey canlanmıştı. Bu, bir çeşit süper-beyin miydi? Bu sayede, insan düşüncesinin daha fazla seyahat ederek nihai sonuçlara daha hızlı ulaşmasını mümkün kılan, insan beyninin kıvrımlarını
artırmanın bir yolu var mıydı? Anlamlı görünüyordu. Bir şekilde insanın beyin enerjisi, pildeki elektrik enerjisi gibi, depolanmış ve sonra mekanik işlemler aracılığıyla salıverilmiş olmalıydı.