Guguk Kuşu diye cevrilmistir,kii finalde şef Bromden'in yaptığı aciklamada zaten adının neden Guguk kuşu olduğunu açıklıyor.... Guguk Kuşu", 1993 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli" filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza edilmesine karar verilmiştir. önce filmi izleyip daha sonra kitabını okuduğum için, zihnimde zaten şekillenmiş olan karakterleri kitapta yerlerine yerleştirmek kaldı sadece bana, bu yüzden karakterleri şekillendirmek konusunda hayal gücünü kullanmanın verdiği özgürlüğü yaşayamadım..

Ken Kesey in 1962 de yazdigi,1975ci yilda filmi cekilen klasik romani... Jack Nicholson'un başrolünü oynadığı bu film en iyi erkek ve kadın oyuncu dahil 9 dalda aday olup,5 Oscar aldı, Danny de Vito ve Christopher lloyd gibi genç oyuncuların kariyerlerini başlattı..... Filmde hemsire rolunu oynayan Louise Fletcher bizi gicik etmek uzere elinden geleni yapmis ve basarili da olmustur, Oscar i da hakedip almistir.sonra yok olup gitmistir)

Ken Kesey filmi izlemeyi reddetmiş, hiç beğenmemiş )Kes eycim ben cok begenmisdim:) Hayata 4 elle sarilmak istediginiz anlarda filmini izleyiniz............... Timarhane üzerinden sistem eleştirisi yapan roman ve film. bu delirten sistem bizi öylesine sarmalamıştır ki itiraz eden normal insanın deli ilan edilmesi an meselesidir. Çılgınlıkla delilik arasındaki o incecik çizgiyi vurgulayan, delilik kavramının göreceliğini ortaya koyan gülerken ağlatan mükemmel bi başyapıt

Guguk Kuşu ...... Kitabı okurken açıkça söylemek gerekirse uzun betimlemeler sıkıcı hal alabiliyor. Karakterler arasında oluşan diyaloglar yer yer yüzünüzde gülümsemelere neden olsa da ben kitabı umduğum kadar iyi bulmadım. Belki baskıdan kaynaklıdır bilemiyorum. Bir akıl hastanesinde, düzeni kabul etmeye zorlanan erkek hastaların hikâyesi gibi başlar Guguk Kuşu. Kitap, yarı Kızılderili bir hasta olan Şef Bromden’in gözlerinden anlatılır. İlk etapta sağır ve dilsiz olduğunu düşündüğümüz bu karakterin, bir tür savunma mekanizması ile rol yaptığı anlaşılırken, kitaptaki her şeyin ve herkesin Şef’in yazgısına hizmet ettiğini fark ederiz. Şef ve diğerleri, her şeyi kabullenmişken ortaya çıkan McMurphy, özgürlüğün nasıl bir haz olduğunu, mücadele etmeden boyun eğmenin insana yakışmayacağını hatırlatır. “Denedim. Pes etmeden önce, hiç olmazsa denedim. Bu kadarı da yeter."............