Entrika, mistisizm ve yalın, gerçekçi şiir diliyle karşınızda edebiyat tarihinin kuşkusuz en önemli isimlerinden biri; Aleksandr Sergeyeviç…
Boris Godunov’u neden bu denli sevdiğimi açıklamam zor. Sanırım Modest Musorgski’nin Puşkin’den ilham alarak bestelediği ve Rus müzik tarihinde bir başyapıt olarak yerini alan aynı isimli operasını da bu dönemde incelemem pek tabii esere olan sevgimi arttırdı.
Yazıma başlarken mistisizmden bahsetmeme rağmen bu eserde okuyucuların yazarın “Maça Kızı” hikayesindeki mistisizmi bulamayacaklarını belirtmek isterim. Puşkin bu sefer Rus halkının mistik olaylara inanışındaki yatkınlığı ve bir kısmın da asla inanmamalarına rağmen olayları istedikleri yönde ilerletmek adına bu durumu sorunsuzca kabullenişlerini gözler önüne seriyor.
Entrika ise tamamıyla bu tarihi olayın cömertliğinden. Yalnız Puşkin’i cezbettiği aşikar!
Gerek operanın gerekse Puşkin’in sansürler nedeniyle ancak ölümünden sonra sahnelenebilmiş olan oyununa belki de konusu itibariyle Türk dinleyicisi ve okurunun ilgisinin düşük olduğunu fark ettim. Ama bence yine de bu iki dahinin eserlerine şans vermeye değer olduğunu düşünüyorum.