"Ayrılık vakti geldiğinde sevgilimizin artık bizimle olmadığı bir ân vardır."
Gustave Flaubert’in şu sözüne bir ay önce rastlamıştım ve o rastlaşma ânından beridir cümle zihnimin bir yerlerinde yurt edinmiş durumda, cümleden çıkamadım. Rastladığım onca cümle varken neden bu cümleye takıldım, bozuk plak gibi neden hep aynı cızırtıyla