Ayşe Hanım, sadece eşyanın hakikati için değil, ciddi manada sinema kültürü ve estetiği için de fikir sancısı çeken bir değer... Sinemadaki hakikat arayışını irfanî sinema kavramıyla karşılardı yazılarında... Bazıları hâlâ millî sinema, beyaz sinema gibi şablon lakırdılarla gündem tutmaya çalışa dursun, o bu milletin değerlerine sahip çıkan içi dolu, sahici kavramlarla kurardı sinemasını. İrfan kavramını seçmesi bile samimiyetinin, ihlâsının göstergesidir. Ama bu kavram popüler olmadı tabii. Olmadı, ama ne gam! İlle de bir akım ismi bulmak değil onun meselesi. Onun meselesi, bu ülkenin sinemacısıyım, diye ortaya çıkan gençlere, bu ülkenin medeniyet hamurunu yoğuran irfan adamı olma duygusunu yaşatabilmekti.