Dil ve kültür süreçleri öncesinde var olan bütün bilginin kaynağı geçmişten bugüne kadınlıkla ve dişilikle özdeşleştirilmiş olan doğa ve Tanrıçalardı. Fakat erkekler, bilgi aktarımı sırasında, bilgiyi kendilerinin addetmek adına, onun kaynağını gizlediler. Böylece dişil unsurlar ve bilginin asıl kaynağı olan kadın ve doğa kültür süreçlerinden dışlanmış oldu.
Böylece bilgi, dil ve kültür, gerçek kaynaklarından bağlarını kopararak, yalnızca erkekler arasında gerçekleşen bir şeye dönüştü.