Gönderi

Cebinden bir kâğıt parçası çıkarmaya çalışan adama doğru atıldı. Ayağı tabuta takıldı, yere düştü. Tabut, bu çarpmayla yerinden oynadı ve hemen yanındaki çukura yuvarlandı. Demek çukur varmış. Demek, Turgut’un düşündüğünün, bilmeden istediğinin tersine, hep dışarda, güneşin altında ve papatyaların arasında kalamayacaktı Selim. “Tabut ne kadar hafifmiş,” diye düşündü. “Yalancı herifler. Boş yere yarım bırakıp gittiler işi.” Ayağa kalktı.
·
301 görüntüleme
nosthalgia okurunun profil resmi
gitmek mi zor kalmak mı ikileminde hep kalmak daha zor gelirdi. kalmak daha zor hala. ancak giden gidiyor, kalanlar hayatlarına devam ediyor. gerçi ne bekliyoruz, ömür boyu sevdiklerimizin kahırlanmasını mı? sevdiklerimizden beklediğimiz bu şey, gerçekten sevince beklenecek şey mi hem.. ölüm oysa ne gerçek ve ne kadar sıradan ve yine de aklın almadığı alamayacağı derecede anlaşılmaz. insan bir yaşam daha istiyor, bir yaşam daha, bir yaşam..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.