Cebinden bir kâğıt parçası çıkarmaya çalışan adama doğru atıldı. Ayağı tabuta takıldı, yere düştü. Tabut, bu çarpmayla yerinden oynadı ve hemen yanındaki çukura yuvarlandı. Demek çukur varmış. Demek, Turgut’un düşündüğünün, bilmeden istediğinin tersine, hep dışarda, güneşin altında ve papatyaların arasında kalamayacaktı Selim. “Tabut ne kadar hafifmiş,” diye düşündü. “Yalancı herifler. Boş yere yarım bırakıp gittiler işi.” Ayağa kalktı.