Afrikalı Leonun etkisinden henüz kurtulamamışken, ‘İlk tarihi roman’ vasfı taşıyan Cezmi’yi okumaya karar verdim. Bir de ne göreyim; Meğer Cezmi, Afrikalı Leo’da dikkatimi fazlasıyla çeken, İran-Osmanlı savaşını anlatıyormuş. İşte Cezmi, o savaştaki Osmanlı kahramanlarındanmış. Bu tevafuk hoşuma gitti çünkü, sadece İranlıların gözünden bu savaşı okumuştum ve yazarın Türkleri fazlasıyla cani gösterdiğini düşünmüştüm. Bu kitapta ise onların da az kalır yanı olmadığı açıkça görünüyor ve Türkler hakkında yazılan çoğu vahşet ortada yok. Kitabın ağır bir dili var. Maalesef ki bir süre sonra çok sıkıldım. Ayrıca kitap Cezmi’nin hayatıyla başlayor, gelişmeyi de böyle devam edeceğini düşünüyordum ki, olaylar birden Ali Mirza ile Perihan’ın aşkına dönüştü ve bir süre sonra sıkmaya başladı. Yani bir süre sonra Cezmi’nin adı bile geçmez oldu. Hatta bazı baskılarda, baş kapağa Perihan karakterini canlandıran bir kadın figürü koymuşlar ki bu da bana saçma geldi. Bu kitap sayesinde bir kez daha geçmişe, saraylara, krallara baktım. Gerçekten bu güzel bir duygu. Geçmişe gitmek, o insanları tanımak çok farklı. En önemlisi de hepsinin toprak ile yok olduğunu bilmek beni derin düşüncelere sardığını söyleyebilirim. Tarihi seven, öğrenmek isteyenlerin beğeneceği bir kitap. Sağlıcakla kalınız.

CezmiNamık Kemal · Sis Yayınları · 20154,638 okunma

·

79 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sofia