Gönderi

ksenephon
“Ey seni müthiş adam! Bakmaya yarayan gözlerin olmasına rağmen, görmüyorsun; duymaya yarayan kulakların olmasına rağmen, duyduklarını hatırlamıyorsun. Cyrus’un ölümünden sonra, kral, o olaydan dolayı kendisiyle övünerek diktatör bir tavırla adamlarını yollayıp silahlarımızı teslim etmemizi istediğinde, sen de bizimle buradaydın. Biz silahları bırakmak yerine, onları kuşanıp kralın hemen yanında ordugahımızı kurduk ve tavrının hemen değiştiğini gördük. Onun ne yaptığını söylemek çok zor, aklını kaybetmiş durumdaydı, şaşkına dönmüştü. Bunun üzerine bize elçiler gönderip ateşkes için yalvardı ve ateşkesi sağlayana kadar bize erzak temin etti. Bir de tam tersini düşünürsek, tam da senin düşündüğün gibi davranarak generallerimiz ve kaptanlarımız ateşkese güvenip silahsız bir vaziyette onlarla görüşmeye gittiler, başlarına ne geldi? Yenilmiş, kalleşçe kandırılmış, aşağılanmış, zavallı ruhlar haline dönüştüler. Bu ruhlar ölemezler bile ki öyle sanıyorum ölüm arzuladıkları tek şeydi. Şimdi bunların hepsine şahit olan sen, kendini savunmaktan bahsetmenin anlamsız olduğunu nasıl söylersin? Bizden tekrar gidip ikna için uğraşmamızı nasıl istersin? Bana göre baylar, bu adamın bizimle aynı rütbede olmasına izin vermemeliyiz. Onu kaptanlığından mahrum etmeliyiz ve sırtına yük yükleyip ona bu şekilde muamele etmeliyiz. Bu adam bir Yunan olarak, bu tavrıyla kendi memleketinin ve bütün Yunanistan’ın yüz karasıdır.”
Sayfa 112Kitabı okudu
·
127 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.