İnsan kırıldığı yerden fışkırır, dal budak salar
dünyaya; kül olduğu yerden ateş kapar, dünyayı ışıtır, yakar diye okumuştu. Kırıldığı yeri terk ederse kül olduğu yerden kaçarsa kırılmaya, kül olmaya devam ediyor, içindeki boşluk devam ediyordu. O da kırıldığı yerlerde tamamlanmaya çalışmış ama hep eli boş dönmüştü. Yarı yolda yolunu kaybediyor, çıkmaz sokaklara sapıyordu. Çünkü kimseye doğduğunda yol
haritası olsun diye hayat bilgisi kitabı verilmiyordu. Yaşadıktan sonra o kitabı kendi yazıyordu. Ancak parmak izi gibi her kitap farklı oluyor, kimsenin işine yaramıyordu.
Sadece başlıkaynıydı: Ah Yalan Dünya..