Kitapta toprağından ayrılmak zorunda kalanların acısına tanık oluyoruz. Kırım tatar sürgününü dinliyoruz.
Olaylar küçük bir çocuğun, Haluk’un gözünden aktarılıyor. Bu sebeple; hayalleri, yaşananların kendisi üzerinde etkisini öğreniyoruz ama dönemin siyasi olaylarını merak ederken, sorularımıza yanıt bulamıyoruz.
Rejim kararları kırım tatarlarına ne yapar, neye sebep olur, toplumdaki yansımaları neler.. olayları tam olarak anlamasa da bize anlatıyor haluk.
Sonraları öğreniyoruz ki meğerse Haluk yazarın kendisi.
Cengiz dağcı.. çok özel bir yere yerleşti benim için. Elimdeki kaynaklar bittikçe ekleyeceğim kitaplarından.
Mutlaka kendisi ile tanışmanızı tavsiye ederim.
Neredeyse bütün hayatını memleketinden uzakta geçirmiş bir Kırım-Tatar aydınıdır dağcı. Eserlerinde de, kendi başına gelenler, tanık oldukları ile ülkesinin işgal ve milletinin sürgün edilmesinden kaynaklanan acıları birleştirmiş. Eserleri de vatan özlemi üzerine konu edinmiş. “Elhamdülillah Türküm, Müslümanım ve notlarımda yazdıklarımın hepsinin de hakikat olduğuna yemin ederim” demiştir.
Savaş bitiminde türk konsolosluğuna baş vurup sığınma talep ettiyse de olumlu karşılık alamaz. Eşi ve çocukları ile ingilterede yaşamına devam eder.