Gönderi

OTOBÜSTE ŞEHİR İNSANI...
- "Şehir hayatı ve şehir insanı ile gözlemlerime şehir içi ulaşımla ilgili fikirlerimle başlamak istiyorum; ne zaman bir otobüse ya da dolmuşa binsem, etrafımdaki insanların neler yaptıklarına bir göz attığımda derin bir iç sıkıntısı kaplar beni. "Bir an önce eve varsam da şöyle ayaklarımı uzatarak keyif yapsam" beklentisiyle ablak ablak etrafı seyrederken görürsünüz onları. Yüzlerinde ekşi bir ifade görürsünüz, canından bezmiş, hatırlayıp yüzünün gülmesine vesile olacak tek bir hatırası yokmuş izlenimi veren koyu bir hüzün vardır bakışlarında. Belli ki yaşadığı hayattan memnun değildir. Şehrin o sürekli bir yerlere yetişme, daha çok kazanma veya ayakta durabilme gibi dayatmalarının izlerinin okursunuz bakışlarında. Yapabildikleri en iyi şey; ellerindeki cep telefonunu karıştırmak, kulaklığı takıp müzik dinlerken uyumak, düşük bir ihtimal de olsa tanıdık biri denk gelirse zorlana zorlana içi boş bir sohbete dalmaktır. İçi boş diyorum, zira konuştukları şey, kimin ne kadar kazandığı, kimin nerede ev veya nasıl araba aldığı gibi başkalarının hayatlarıdır. Otobüste yanınızdaki kişi öğrenci ise, o daha büyük bir felakettir. Çünkü onun ülkenin nereye gittiği, nasıl yönetildiği gibi sorunları yoktur. Elindeki cep telefonunun ona sunduğu imkanlar kadar yaşayabilir öğrenicimiz. En büyük mahareti kız veya erkek arkadaşını arayıp veya kendini arattırarak can sıkıntısını giderecek bir sohbet yapabilmektir. Eğer onu da yapamıyorsa oyun oynamak, uyumak veya çöz çöz bitmeyen test kitapçığındaki sorulara yorgun haliyle bir göz atmaktır. Kadın-erkek, genç-yaşlı, öğrenci, memur fark etmez, otobüste veya dolmuşta eve ya da işe giden insanların kafasında tek bir düşünce vardır; Bir arabam ve benzinine yetecek param olsa da bu lanet sıkıntıdan kurtulabilsem. Araba sıradan insanların üstüne çıkmanın ifadesidir, özgürlüktür, hatta evlilerin gözünde en temel ihtiyaçtır. İhtiyaç yerinde bir kavram; şehir insanı ihtiyaçlarını kendisini belirleyemez. Popüler kültür, ona ihtiyaçlar sunar, bu ihtiyaçları karşılamasını bekler. Zavallı şehir insanı, hangi birine yetişsin..." (Ekrem Özdemir, Zavallı Şehir İnsanı! Şehir ve Medeniyet Dergisi, Ekim 2009)
·
113 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.