Bir kriz, hattâ daha doğrusu bir “panik” anında yaşamakta olduğumuz üzerine çok şey söylendi, çok şey yazıldı. Tanrı’nın, Tarih’in, Toplum’un, Özne’nin, Hakikat’in ve daha birçok şeyin ölümüne tanık olduk. Sırtımızı dayadığımız duvarlar yıkıldı. Ayağımızı bastığımız zeminler kaydı. Elimizde tuttuğumuz haritalar yırtıldı. Sıkı baş dönmeleri