Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

191 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
"Hakiki yaşam büyük bir yolculuktur."
Mayası toprak olan biz insanoğlu için neyi ifade eder yürümek? A noktasından B noktasına ulaşabilmenin vasıtası mı? Farkında olmadan, tamamen zihinsel süreçler tarafından idame ettirilen bir şey mi? Yoksa bambaşka anlamlar mı ihtiva ediyor? Hadi gelin, yürüme eyleminin o eşsiz anlam yolcuğuna çıkalım:) Evet, kitabın isminden de anlaşılacağı üzere yürümenin de bir felsefesi vardır. Bu eylemi bilinçli bir şekilde gerçekleştirenler bilir ki; yürümek sadece adımlamaktan, oradan oraya ulaşmaktan ibaret değildir. Hele ki içinde bulunduğumuz "metaların saltanatı" çağında bu kadar seyrelmişken yolculuklarımız…Her şeyin en hızlısına en lüksüne ve en 'ileri' teknolojisine sahip biz insanoğlu, bu eylemin anlamını nerede yitirdi acaba? Aklın egemenliği altında yaşamayı kabul edip, ruhu hiçe saydığımızda mı?.. Yoksa nefsin tahakkümünde yaşarken "özgür" olduğumuzu düşündüğümüz bu çağda mı? ( Evet, soru sormayı severim:) Çünkü hakikatin seyyahı olmak ve onun yolculuğuna çıkabilmek için İbrahim'varî sorular sorabilmek gerek…) "Yürüyen kişi toprağın evladıdır" diyor kitabımız. Toprağa her adım attığımızda aslında kendi kendimize doğru yürüyoruz yani… Allah'u Teala'nın Hz. Adem'i yeryüzünün her yerinden aldığı bir miktar toprakla yarattığını ve Hz. Adem'in cennetten dünyaya gönderildikten sonraki arayışını düşünecek olursak, yürüme eylemi bize çok aşinadır aslında. Ve Hz. Peygamberin Abdullah b. Ömer'e yaptığı o muazzam nasihat bizim için hakikatin yönünü ve yolunu tayin etmez mi? "Dünyada sanki garip veya bir yolcu gibi ol..." Belki yerçekimi Newton'un formülize etmesi ile anlam bulmuş olabilir ancak insan her adım attığında bu kuvvetin varlığını hisseder yahut hissetmelidir. Aksi takdirde "İnsanlar havada uçtu/Ama yerde öldüler" hakikati ile karşı karşıya kalıyoruz ve kalmaya devam edeceğiz. Yürümek bir arayıştır aslında. Belki bizi yoran, usandıran ama yeri geldiğinde yükümüzü hafifletebilecek bir arayıştır. Sessizliğin sesinde dinlenebileceğimiz, adımların düşünceli serencamında kaybolup ve en nihayetinde kendimizi bulabileceğimiz bir arayıştır. Belki de Rousseau'nun yaptığı gibi "İlk insanı kendinde yeniden keşfetme" arayışıdır. Kibre, kine, kıskançlık ve hınca batmış; durmadan birikim yapmak için çalışan, mevki makam peşinde koşan, rakiplerini düşünerek endişelenen, onu yap, bunu yap, şunu yap'ların peşinde koşan toplumsal insan, kayboluşunu yürümenin "olmak" veçhesiyle anlamlandırabilir yani. Aslında yürümek; zamanın hep ilerisini, geleceğini yaşamak isteyen biz insanoğluna "vakte nasıl eşlik edilir" bunu da öğretir. Bir emanetçi gibi bizi yanından ayırmaz ama bir gün yolun sonunun geleceğini de unutturmaz. "Sıhhat ve boş vakti" en iyi değerlendiren, bizi vakit rızkından hikmet rızkına müsemma kılan mana arayışıdır bir bakıma… Hiç fark ettiniz mi bilmem ama insan zihni en çok yürürken ritim değiştirir. Bedenin uzuvları en çok bu esnada hareketlidir ve zihin en çok yürürken tetiklenir. Aynı anda adım atarsınız, kollarınızın hareketi dengelidir, düşünceler zihninizde koşuşur, kitaplar, şiirler, sokaklar, insanlar bambaşka suretlere bürünür. Ee bir de tabiatla iç içeyseniz yürümek başlı başına bir varoluştur aslında. "Maddi olanın aldatıcı, değişken ve göreceli olduğu;hakikatin ruhta, fikirde ve zihinde gizli olduğunu" anlayabileceğiniz bir varoluş. Eğer Nietzsche'nin, Rimbaud'un, Rousseau'nun, Kant'ın, Gandi'nin bu varoluş arayışlarına eşlik etmek istiyorsanız ve yürümenin bilgelik sevgisine/hakikat arayışına(felsefe kelimesinin anlamları) dönüşmesini istiyorsanız kitabı alın okuyun. Ve benim için kitabı ilgi çekici hale getiren şeylerden bir tanesi de şuydu: İsmet Özel okumalarına başladığım şu günlerde, onun o meşhur "Waldo sen neden burada değilsin?" söyleminin sahibine kitapta "rast gelmemdir." Evet, köleliğe karşı savaşan, Henry David Thoreau'nun arayışına ve onun mevcut dünya düzenine karşı yürüyüşünü de okuyorsunuz kitapta. Anlayacağınız Özel'in bu kitabı da okunacaklar listemde üst sıralara yükseldi:) İlk defa bir kitabı okuyarak değil, satırları arasında yürüyüşe çıkarak yürümenin künhüne vakıf olmak istiyorsanız, şimdiden keyifli okumalar dilerim. :)
Yürümenin Felsefesi
Yürümenin FelsefesiFrédéric Gros · Kolektif Kitap · 20206,8bin okunma
··
197 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.