Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

626 syf.
·
Puan vermedi
Kadın ruhunu iyi bir şekilde ele alan her kitaba bağlanıyorum. Jane'in geçmişini, gününü, geleceğini birbirine o kadar güzel bağlamış ki yazar, iç çeke çeke okudum. Kitabın bir kusuru var ki, ağır. Epey ağır akıyor olaylar. Özellikle ilk 150 sayfa boyunca insan ilerleyen sayfalarda neler olabileceğini hiç kestiremiyor. Bu da benim gibi sabırsız birine tabii pek uymuyor. Gelelim içeriğe... Jane'in fiziksel kusurlarınının bu kadar vurgulanması, ne üzücü benzer kusurları paylaşan okurlar için. Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, bazen bir kadını sadece fiziksel olmayan sebeplerden övebilmek o kadının yüreğinde derin bir keder olarak kalabilir. Yazarın fizikselliğe duyduğu hayranlığı buram buram hissedebildim. Bu tarz kitapların insanı kederlendiren bir yanı vardır. Jane'in bir öksüz olarak büyümesi, sevilmek için birine sebep vermeye alışmış olmasına nedendir. Karşılıksız sevgiyi bilmeyen bir kadın, kendisine bu bahşedilmemiş bir kadın her zaman işe yarama acelesi, umudu içindedir. Ancak işe yararsa, kişiliğini besler ve becerilerini geliştirirse sevileceğine olan inancı, onu kontrollü, içgüdülerinin kalp atışlarını çoktan durdurmuş biri yapar. Jane'in sakin, ağırbaşlı tavrı, sevdiği, beğendiği adamların karşısında kontrol edilmeye, başkasının iradesi altında yaşamaya bu kadar çabuk tamam olabilmesinin sebebi sahiplenilme umududur. Öksüz olarak büyümüş bir insanın kendisine güven veren, kendisine sahip çıkan bir insan ihtiyacı pek normal olmakla birlikte, biraz acı. Öyle acı ki, hiç akılda yokken, bir misyonerin karısı olmaya götürebilir insanı. Birinin seni bütünüyle sevdiğinden emin olmayı öyle istersin ki, onun hedeflerini kendi hedefin gibi sindirmekten hiç gocunmazsın. "Beni sevmenin, kendi acı varlığımdan uzaklaşmanın, bana sonsuza dek sahip çıkmanın yolu buysa, kabul ediyorum." demektir bu aslında. Jane gibi insanlar, bilhassa da kadınlar, özelliklerini değiştirmek veya törpülemekten hiç çekinmezler karşılığı kabulleniliş ve saygı olduğu sürece. Beğeniden ve sevgiden mahrum geçirilmiş bir kız çocuğunun ileride yakasına yapışacağı şeylerden biri çirkinliğini hafifletmesi adına geliştireceği aşırı titizlik (Jane'in sürekli üstünün düzgün olduğunu vurgulaması), saygıya duyulan müthiş arzu (sürekli kültürlenme, anı yaşamaktan ziyade anlardan birinde kendisine gerekecek ve kendisine saygı duyduracak olan bilgiye susama), ve pek tabii gözü kara, kararsız olmayan, zor isteyip istediğine de sonsuza dek sahip çıkacak olan bir adamı hayatında istemek olacaktır. Ve bunların hepsi de ağır sorumluluklardır. Sevgilisi sakat kalınca onu daha çok sevdi Jane, ona daha çok güvendi. Fedakarlıkların, Mr.Rochester tarafından her zaman sevilecek olmasına yeteceğini bilmenin rahatlığı ve nihayet kurulan sonsuz bir bağ! Hiçbir şeyin koparamadığı bir bağ arar insan. Bazen aramasına gerek kalmaz çünkü aile bireyleri ona bunu zaten sağlar, ama bir öksüz, bir yetim için, yaşayan ama varlığını hissettiremeyen ebeveynlere sahip olmuş insanlar için, bir gün müthiş özgüvene sahip birine aşık olup onun kanatları altına girme arzusu, kolay kolay ortadan silinecek gibi bir şey değildir.
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031,4bin okunma
·
248 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.