Diyecek söz bulamıyor insan. Hocam sizi daha fazla üzmeden
son söz olaraksöylemek istediklerinizi alalım . . .
- Bundan sonra en büyük arzum, eğer Hades (yeraltı tanrısı)
kolumdan tutup beni valse davet etmezse önce Şemsiyetepe
nihai yayınlarını yapmak. Sonra Hitit kraliçesi Puduhepa
ve Palmira kraliçesi Zenobia'nın yaşamlarını kaleme almak
. . . Zaten Puduhepa için kalemler çoktan yontuldu. Bu
güzel söyleşimizi, birlikteliğimizi bitirirken beni çok etkileyen,
kendimi bulduğum iki tümce okumak istiyorum. Değeri az bilinmişlerden Prof. Mehmet Kaplan'ın "Edebiyatımızın İçinden"
kitabı iki sene evvel geçti elime. Erzurumlu bir halk hikayecisi,
Behçet Mahir Usta'yla ilgili. Behçet Mahir Usta
okuma ve yazma bilmiyor. . . Bir kahvede sohbet esnasında
şöyle söylüyor: "Aşk, ilmin yarısıdır gurban". Kahvedeki
gençlerden biri ona soruyor: " Öbür yarısı nedir? " Behçet
Mahir Usta cevap veriyor: "Okumaktır. "