Neil Gaiman’ın sorununu buldum. Usta bir kalem olmasına karşın acemi yazarların sahip olduğu hastalıktan mustarip: Yazdığı şeyleri silmeye kıyamıyor yahut her yazdığının iyi olduğuna inanıyor.
Gerçekten başka bir açıklaması yok.
Neil Gaiman herhangi bir yayınevine bir eser götürdüğünde o eser vasatı aşmıyorsa bile kabul edilir. Benim yayınevime gelse, ben de kabul ederdim, yalan yok.
Fakat birileri Gaiman’ı bu konuda uyarmalı. Aklına gelen her öyküyü ve hikayeyi kaleme döküyor, objektif bir gözle okuyamadığına eminim. Bir konu aklıma geldiğinde, o hikayenin ne kadar kaliteli olup olmadığını düşünürüm. Gaiman çıtayı o kadar yükseltti ki, bu öyküleri sırf çerezlik yazıyor olsa bile ben bu tarz işlerini kötü olarak algılıyorum. Gaiman’ı gömüyorum, sebebi ise Sandman’de yaptığı harika işlere şahitlik etmiş olmam. Bu hakka sahibim. Gaiman’ın kendisi bana bu hakkı verdi.
Pelerinli Süvari’ye Ne oldu?, dört ayrı öykü kapsıyor. İlk ve çizgi romanın da asıl öyküsü olarak geçen öykü için vasat diyorum, geri kalanına vasat bile diyemiyorum.
Bu adam tekrardan Sandman seviyesine çıkmadığı sürece eserlerini beğenmeyeceğim sanırım.