‘Yeni Sanayi Devrimi’ hem yeni bir dünya çapında işçisınıfı, hem de yeni cinsellikler ve etnisiteler üretmektedir. Sermayenin aşırı hareketliliği ile yeni ortaya çıkmakta olan uluslararası işbölümü, yeni kolektivitelerin ortaya çıkması ve bildik gruplaşmaların zayıflamasıyla el ele yürümektedir. Bu gelişmeler ne toplumsal cinsiyet ne de ırk bakımından tarafsızdır. İleri sanayi toplumlarındaki beyaz erkekler yeni bir olgu olarak sürekli iş kaybetmeyle yüz yüze gelmektelerken, kadınlar da maaş bordrolarından erkeklerle aynı oranda ve hızla kayboluyor değillerdir. Burada vurgulanmak istenen, salt ihraç malları işleyen sektörlerde, bilhassa elektronik alanında faaliyet gösteren bilim-tabanlı çokuluslu şirketlerin, Üçüncü Dünya ülkelerindeki kadınların işgücünü tercih etmeleri değildir. Karşımızda daha sistematik bir resim durmakta ve bu resim yeniden üretimi, cinselliği, kültürü, tüketimi ve üretimi kapsamaktadır.