Erkekler için piyasa dünyası, kendilerini -empati gibi- her türlü “kadınsı’”özellikten sıyırmak suretiyle ayakta kalmak için toplumsallaştırıldıkları tehlikeli bir arena ise, evin dünyası da onların tek sığınağıdır. Ev içi ya da aileyle kısıtlı kalan empati kolayca iç bayıltıcı ve abartılı bit hal alır, dış dünyadaki empati yokluğunu telafi edici bir kan bağı duygusallığına bürünür. Dolayısıyla, filmlerde ekonomik politika ile cinsel politika sıkı sıkıya iç içe geçmiştir.