Gönderi

Bir kedinin ettiği
Bir Ramazan iftarı için dostlardan birinin B geniş salonunda toplanmışlardı. Akşam ezanı okunurken sinilerde çorbaların buğusu tütüyordu. Değerli hocalardan biri geleneğe uyup önce akşam namazının edasını, sonra iftar sofrasına oturmayı teklif etti. Hurma ile iftar edilip kamet getirildi. Kıraati düzgün muhterem bir hoca efendi de imam oldu. Ne var ki siniler salonun kıble tarafına kurulmuştu ve cemaat yemekleri seyrederek namaza durmuştu. Hoca efendi tekbir alıp namaza başladı. O sırada nereden peyda oldu, hangi pencereden girdi bilinmez bir kedi sinilere doğru yavaş yavaş ilerlemeye başladı. Elbette cemaatin ayağı kıyamda, eli divanda ama gözleri kedideydi. İmam okumaya devam ederken kedi de yavaş yavaş etli tenceresine ilerliyor, arada sırada dönüp imama bakmayı da ihmal etmiyordu. Hocanın ses tonundan göz göze geldikleri bile belliydi. Daha ilk rekâtta, Fatiha biterken kedi tencereye tamamen yaklaştı. Hayret!.. Hoca efendi zammı sure olarak "Nâs" suresine başladı. Oysa farz namazların ilk rekâtında yukarıdan bir ayet okumak gerekirdi. Cemaat Nâs suresinin nedenini sonra anladı. Meğer imam efendi kediyi kaçırmak istiyormuş, vurguları şiddetlendirerek tekrar ediyordu: "Kul eûzü bi-rabbi'n-naaaaassssssssss!.. Meliki'n-naaaaassssssssssssssss!.." Kedi bu ikaz üzerine önce irkildi, sesin geldiği yana baktı ama kararlı bir şekilde ilerlemeye devam etti. İmam bu sefer başını da sallayarak sesini bir perde yükseltti: "İlâhi'n-naaaaaasssssss-ssss-ssss!..." Muzipliğiyle maruf bir hoca efendi arka safta namazı bozmuş olmalı ki imama soruyordu: "Merak ediyorum ikinci rekâtta ne okuya caksın?" Namaz bozuldu. Kedi kovuldu. Gülmeler tamamlandı. Abdest tazelendi ve yeniden tekbir alındı. Yemekler çoktan soğumuştu bile.
·
103 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.