Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Batı'nın Değişmeyen Zihniyeti
Augustinus bu üç kıtanın her birini ve incil'in yaratılış kitabında tasvir edilen Büyük Tufan'ın ardından gelenleri Nuh'un oğulları ile özdeştirdi: Yafes ve soyundan gelenleri Avrupa'yla (Sami teriminin kökeni) Sam'ı Asya'yla ve Ham'ı Afrika'yla. Fakat bu kavramsallaştırma Hristiyanlar için aynı zamanda Avrupalı Hristiyan üstünlüğünün örtük bir "haklılaştırmasıydı." Dünyaya dair Avrupalı imgeleri üzerine çalışan bir bilim adamının söylediği üzere Avrupa Yafes'in, Yahudi olmayanların, Yunanlıların ve Hristiyanların toprağıydı; Asya ise İbrahim, İshak, Yakub'u ve diğer (kadim ibrani) peygamberlerini, seçilmiş halkı (yani Yahudileri) ve bizzat İsa'yı çıkarma şerefine sahip Sami halkların toprağıydı; fakat -eski kanunların sünnetli bağlılarının yurdu olarak kutsal metinlerde belirtilen bir aşağılık durumuna mahkum olmuşlardır:"Tanrı Yafes'i genişletecektir ve o Sam'ın çadırına yerleşecektir." Afrika ise Ham'ın talihsiz nesli'nin toprağıydı; Hamilelerin başlarına gelen mahkumiyet de aynı netlikte ifade edilmişti.(Ham'ın oğlu) Kenan hem Sam'ın hem de Yafes'in kölesiydi:"O kardeşlerine kölelerin kölesi olacak." Köklerini Hristiyanların, Tanrı'nın sözü olarak kabul ettikleri şeyden alan, dünyadaki insanları ve ırkları böyle hiyerarşik bir şekilde sınıflandırma ve nesnelere dair var olan büyük şemada onların yerini sabitleme çok sonraları Afrikalıların geniş çapta köleleştirilmesini, Avrupalıların Avrupalı olmayan halklar üzerinde hakimiyet kurmalarını açıklamak ve meşrulaştırmak için kullanılacaktı. Bu imaj, bilimsellik giydirilmiş seküler bir kılıf içerisinde 20.yüzyıla kadar ısrarla sürdürülecek ve Avrupalıların Asya ve Avrupa'da hüküm ettikleri halklara nasıl davranmaları gerektiğine; hatta Avrupalı Hristiyanların kendi içerisinde yaşayan Yahudilerle nasıl ilişki kuracağına dair kavramsallaştırmaları etkilemeye ve meşrulaştırmaya devam edecekti.
··
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.