Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

608 syf.
8/10 puan verdi
·
47 günde okudu
Nazan Bekiroğlu, son dönem edebiyatımızın çok sevdiğim isimlerinden biri. Kaleminin derinliğini, duygusunu, inceliğini; kalemindeki divan edebiyatı rüzgarını çok beğeniyorum. Sadece bir yazar değil; aynı zamanda edebiyat profesörü olması, böyle bir hayal gücünün kağıda dilimizin inceliklerini bilen, yetkin birisi tarafından dökülmesini sağlıyor. Kullandığı kelimeler, benzetmeler, tamlamalar, vurguladığı fiiller ve oradan açtığı yeni anlamlar, seçtiği edatlar, cümle yapısı, kelime oyunları çok ince düşünülmüş oluyor. Yazarın kitaplarını okurken bunları takip etmek çok keyifli. Roman Ashab-I Kehf’in yani Yedi Uyurlar’ın kıssasından hareketle kurgulanmış. Kur’an-I Kerim’de bu kişilerin kaç kişi olduğunun, nerede uyuduklarının, mağarada ne kadar kaldıklarının Allah tarafından bilindiği ve onlar hakkında çok az insanın doğru bilgi sahibi olduğu anlatılmaktadır. Bir sürü rivayet, onlara atfedilen bir sürü mağara var. Net olan şey ise; inançları yüzünden kabul görmeyen kişilerin Allah’a dua edip mağaraya sığınmaları, teslimiyetleri, vazgeçmeyişleri ve uzak bir zamana yolculuğa çıkışları ve bu kıssadan çıkarmamız gereken bir şeyler olduğudur. Nazan Bekiroğlu da bundan hareketle hacimli, mesajlarla dolu güzel bir hikâye kurgulamış. Mekan olarak ise Roma’yı seçmiş. M.S. 303, tanrıların hakim olduğu, Diocletianus’un hüküm sürdüğü bir Roma. Acımasızlığın, bağnazlığın zirveyi yaşadığı; Hz. İsa’ya kulak veren ve onun emanet ettiği fikirleri yaşamak isteyenlere zulmedildiği, ölüm fermanlarının okunduğu, işkence tezgahlarının kurulduğu bir Roma. “Roma’nın çürümüş ruhu Colosseum”un tüm acımasızlığı, acıdan zulümden zevk alan izleyicileriyle boy gösterdiği bir Roma. Ve tüm bunlardan midesi bulanan 7 kırık kalp; gönüllerine düşmüş ateşin peşinde, bir ateşin başında teslimiyetleriyle yıllar sürecek bir uykuya dalıyor. Bekiroğlu sonrasını da kurguluyor romanında. 309 yıl sonra uyanınca neler olduğunun anlatıldığı kısımlar benim kitabın en sevdiğim bölümleri oldu. Uyandıktan sonraki bölümde verilen mesajlar çok anlamlı, günümüze ışık tutan cinsten. 7 kalp uyumadan önce nasıl kırıldılarsa uyandıktan sonrasında da öyle kırıldılar. Her şey hatta zaman bile değişse insan olduğu sürece zulüm, acı, saptırma, gerçeği inatla görmeme hep olacaktı. Hristiyanlığın olması gereken şeklinden nasıl uzaklaştırıldığını, kendi istedikleri gibi bir dini nasıl kurguladıklarını ve doğruya kulaklarını nasıl tıkadıklarını okura çok güzel mesajlarla aktarıyor roman. “Bu muydu Nasıralı İsa’nın uğrunda canını verdiği inancı?” Kitaba yapabileceğim tek olumsuz eleştiri ise; Bekiroğlu’nun uzun, derin ve betimlemelerle dolu cümle yapısını çok sevmeme rağmen kitabın bana fazla gelen yerleri oldu. İlk defa bir romanını okurken böyle hissettim. Özellikle ilk kısımlardaki bazı detayların uzunluğu yorucuydu. Belki de benim okuduğum dönemle alakalıdır, çünkü dediğim gibi Nazan Bekiroğlu’nun kalemi, cümle yapısı, kurgusu benim çağdaş edebiyatımızın en sevdiğim yazarlarından olmasını sağlıyor. Keyifli okumalar dilerim :)
Kehribar Geçidi (Ciltli)
Kehribar Geçidi (Ciltli)Nazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 20212,332 okunma
··
247 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.