Peyami Safa toplumdaki ahlaki çöküntüyü farklı açılardan çok güzel değerlendirmiş. Mebrure Yunan saldırıları sırasında İzmir'de kaybolan babasını aramak için İstanbul'a gelir ve İstanbul'un eski İstanbul olmadığını, kadınların bir cinsel obje haline getirildiğini, köşklerinde yaşamak zorunda kaldığı akrabalarının kültürümüze çok uzak olduklarını görür. Babasını aramak için verdiği mücadele, saflığı,ahlaki değerleri ile Mebrure güçlü bir o kadar da güçsüz bir genç kız. Peyami Safa yine güçlü kalemi ile çok güzel bir eserle gönlümde taht kurdu. Bence kitabın ismi Sözde kızlar ve sözde adamlar olmalıydı. Namusu sadece kadınlarda arayan herkes namussuzdur ve bu kitapta en büyük namussuzların kendilerini adam olarak gören şahsiyetsizler oldukları net bir şekilde görünmektedir.