Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

838 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
4 yıl önce Buz ve Ateşin Şarkısı serisiyle tanıştım ve o seriden sonra ciddi manada kendime gelemedim. İçinde yaşamak istediğim, karakterleri ölünce hayatımda olan bir insan ölmüş gibi ağladığım bir seriydi. O seriden sonra, içinde kaybolacağım başka bir seri aradım ancak ne yazık ki bulamadım. Outlander dizisini yıllar önce görmüş ve ilk bölümünü izleyip bırakmıştım. Kitap serisi ise hep dikkatimi çekmişti çünkü tasarımı tıpkı Buz ve Ateşin Şarkısı serisine benziyor, uzunluğu da onu andırıyordu. Yabancı'ya başlamayı uzun bir süredir istiyordum ancak kendimi buna hazır hissetmiyordum çünkü bir seriyi çok sevince kendimden geçtiğimi biliyordum. Sonunda bu yıl bu kitabı alma cesaretinde buldundum ve aldıktan üç ay sonra yağmurlu bir sabahta okumaya başladım. (Belki bunları yazmam size saçma gelmiş olabilir, sonuçta buraya Yabancı'ya başlama hikayemi ve duygularımı değil yorumumu yazmalıyım ancak ileride buraya girip baktığımda kitap hakkındaki düşüncelerimi okumak istiyorum.) Yabancı serisi, Claire Randall isimli bir kadının tarihi taş çemberinden bir taşa dokunarak kendisini 200 yıl öncesinde bulmasını anlatıyor. Kitap ilk sayfasından beni içine çekti. Yazarın anlatımı ve tarih bilgisi olağanüstüydü, hiç tarihi kurgu okumamış veya izlememiş birisi bile 1743 İskoçya'sını, Leoch Kalesi'ni gözünde kolaylıkla canlandırabilir. Bu durum güzel ancak bazı yerlerde beni çok sıktı o kısmı birazdan yazacağım. Karakterler muhteşemdi ve ince ince işlenmişlerdi. Claire'in kişiliği beni oldukça etkiledi çünkü yaşadığı zamanın zorluklarına rağmen çok güçlü, kültürlü ve cesur bir kadındı. Kitap akıcı ve sürükleyiciydi, eğer kitabı okurken sürekli düşüncelere dalmasam dört günde bile bitirebilirdim. Gerçekten çok güzeldi ancak birkaç şey beni delirtmeye yetti. Bazı olaylar çok hızlı gerçekleşirken bazı şeyler çok yavaştı. Eğer kitaplarda geçen hikayeleri veya karakterimizin babasıyla yaşadığı anıları sürekli dile getirerek sayfalarca sizi meşgul etmesini umursamıyorsanız bu durum gözünüze pek çarpmaz ancak beni oldukça sıktı çünkü bu durum birden fazla kez tekrarlandı. Nefret ettiğim diğer ve en önemli şey ise: duygular. Evet duygular. Ne yazık ki yazar tarihi bilgiden ve botanikten bahsederken karakterlerin duygularını bize söylemeyi unutmuş. Mesela en basitinden: Jamie bir şey yaşıyor, Claire yanına gidiyor ancak onun yanına giderken duygularını değil bilmem ne çiçeğinin kuruduktan sonra sapının ne işe yaradığını okuyoruz. Bu durum kitabın başında vardı, sonradan yavaş yavaş kaybolsa da ilk başta gerçekten çok canımı sıktı çünkü bu yüzden karakterlerin arasındaki tutkuyu ve bağlılığı da hissedemedim. Yabancı güzeldi, çok çok güzeldi. Tarihi bir romandan daha fazlasıydı. Jamie kalbime dokundu Claire ise en sevdiğim karakterler arasında girdi ancak ne yazık ki bu seri benim içinde kaybolabileceğim bir seri değil halbuki istediğim şeyde kitabın konusuyla ne kadar da uygun. Serinin ikinci kitabının açıklamasını okudum ve büyük bir hayal kırıklığına uğradım çünkü yazar seriyi uzatabilmek için yazmış gibi geldi. Yabancı'yı beğensemde konusu serinin uzatılmasına müsait değil bu yüzden yazar serinin diğer kitaplarında çok farklı zaman oyunları yapmış ve bunları kitapların açıklama kısmından okumak bile hoşuma gitmedi. Zaman atlaması kitaplarda en sevmediğim şeylerden biridir, eğer yazar bunu yapmasaydı seriyi hevesle okumaya devam ederdim. Doğruyu söylemek gerekirse bu yüzden de moralim çok bozuk çünkü seriye devam etmeyi çok istiyordum. Outlander serisi on kitaplık bir seri olsada benim gözümde burada bitti ama keşke bitmeseydi. Jamie Fraser'ı ve cesur İskoçları özleyeceğim.
Yabancı
YabancıDiana Gabaldon · Epsilon Yayınları · 20171,009 okunma
·
751 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.