Özellikle 20. yüzyılda Oxford’da çalışan felsefecilerin, Russell’dan başlayarak ve Wittgenstein ve Moore’un çalışmalarından geçerek felsefeye ilişkin benimsediği yaklaşıma verilen ad analitik felsefe olmuştur. Burada önemli olan, konuştuğumuz her şeyin, daha anlamlı olabilmesini sağlamak ve buradan hareketle (umulan o ki) felsefi sorunları çözebilmek amacıyla analiz edilmesidir.