Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

64 syf.
8/10 puan verdi
Goethe Wertherde kendi yaşamını anlatmışsa, Grillparzer de Yoksul Çalgıcıda tıpkı öyle kendi yaşamını yazmıştır. Yaşlı çalgıcı ne kadar da Grillparzere benzer. O da onun gibi çekingen, meraklı, kendi içine kıvrılmış olarak yaşar. Hiçbir zevk inceliği olmadığı halde her şeyi bayağı, sıradan bulur. Her şeyde bir duygu, bir yalnız köşe sıcaklığı arar. Kirpiklerinin arkasından dünyaya derin bir güvensizlikle bakan, her duygusunu tıpkı büyüteçle büyütülmüş gibi abartmayla duyan bir adam. Sevdiklerinin dizinin dibinde bile ne mutlu, ne de mutsuz olmasına olanak yoktur. Zeki değildir, yaşamak için zekaya gereksinimi olmadığını da bilir. Çevresindeki insanlarla derin ruhsal ilişkiler kurmayı sevmez. Bir insandan ya düpedüz nefret eder, yahut büsbütün ona sarılır. Grillparzerin canlı, sürükleyici bir deyişi vardır. Öyküde olayla ilgisi olmayan tek sözcüğe raslanmaz. Gereksiz ruh çözümlemeleri görülmez. Her şey doğal bir hava içinde geçer. Yazar aşağı yukarı başından geçen bir olayı anlatır. Aşağı yukarı diyoruz, çünkü "Yoksul Çalgıcı"nın kahramanı yaşam koşulları ve çevresi bakımından hiç de Grillparzer değildir; ama huyu suyu, özyapısı, çevresiyle olan ilişkileri, ruhsal durumu bakımından tıpkı odur. Bu benzeşme öykünün belkemiğini oluşturur ve bütün olay böyle bir hava içinde geçer. "Yoksul Çalgıcı" klasik Alman öykücülüğünün tipik bir örneğidir: sağlam bir öykü anlatma sanatı, sonucu önceden kestirmeye izin veren bir öyküleme merakı, merak avlamaya kalkmadan söyleyiveren bir anlatım, yapaylığa, zorlamaya düşmeden her şeyi olduğu gibi, gördüğü gibi yazma hüneri; işte bütün bunlar bir öykücüyü öykücü yapan şeyler değil de nedir. Grillparzerin bir tragedya şairi olması öyküde zaman zaman başını kaldıran bir şiirselliğe yol açıyor. Hele başlangıçta Viyanadaki bayram betimlemesinde bu apaçık görülür. Öyküde kahramanların hepsi canlıdır. Olayın başlangıcından sonuna kadar da canlılıklarını korurlar. Bir bakkal, bir sokak satıcısı, olayla uzaktan ilgili bir kişi bile öylesine canlıdır. Grillparzer elli küçük sayfada bir öykü anlatıyor. Olay Viyanada geçiyor. Viyana şairin doğup büyüdüğü; sokak sokak, hatta ev ev tanıdığı kenttir. Karakterlerin başarıyla çizilmiş olması şairin hepsini iyi bilmesinden, tanınmasından ileri geliyor. Ama böyle olmasa da olurdu. Çünkü yazar yalnızca bir kişiyle ilgilidir. Bir olay elbette bir çevrede geçer ve yazar kesinlikle bu çevreden söz edecektir. Doğallıkla bu çevre de bir resim çıkartması gibi aslının tıpkısı olur, abartıdan, özentiden uzak kalırsa, o zaman öykü tadından yenmez.A.
Fakir Çalgıcı
Fakir ÇalgıcıFranz Grillparzer · Bordo-Siyah · 2000291 okunma
·
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.