72 syf.
3/10 puan verdi
Herkese uzun aradan sonra merhaba!
Bugün yeni bir kitap; yeni bir konuyla karşınızdayım. Sevgili 
Ged sağ ol teşekkür ederim hediyen için. İnan mutlu ettin beni arkadaşım…
Yazar 
Charlotte Perkins Gilman ın okuduğum ilk ve son kitabı. Bundan sonra hiçbir kitabını okumam umarım. Bu kitabı yazarın Türkçe’ye çevrilen ilk ve tek kitabı. Sözde korku ve gerilim adı altında yazılmaya çalışılan bu kitapta hiç ama hiç korkmadım ne yalan söyleyeyim. Şimdi nedenlerini anlatacağım sırası ile.
Yazarımız çocuk sahibi olduktan sonra psikolojik bir buhrana girmiş ve bu buhran sonucu önde gelen psikologların birinden tedavi görmeye başlamış ama doktorumuz yazarımıza yazmayı bırakmasını ve daha çok kendine yoğunlaşmasını söylemiş. (Ah doktorum keşke o tavsiyeyi vermeseydin de bu kitap yazılmasaydı civanım:( ) Daha sonra yazarımız da yazmaya ara veriyor (iyiki de vermiş) ama daha çok bunalıma girince yazmaya kaldığı yerden devam ediyor. Yazdığı kitap da bu “Sarı Duvar Kağıdı” adlı şaheser(!) Hatta ve hatta bu kitabın bir kopyasını o psikoloğa da gönderiyor ama gel gelelim ki doktorumuz o kadar zeki ki kitabı reddediyor:))
Aferin civanım. Bu kitabı okumaya harcayacağın zamanına, gözlerine yazık. Hah şimdi diyeceksiniz ki ‘Sherlock, sen bunları nereden biliyorsun?’ Yahu araştırmaya gerek yok. Yazar aklı sıra kapak yapacam diye kitabın ilk sayfalarına yazmış da yazmış bu hikayeyi. Hani kitap başarılı olsa gam yemeyeceğim. Sen bi daha kitap yazma ablacığım. (Yazar rahmetli olalı yüz yıl olsa da söyleyeyim içimde kalmasın:))
Kitabımız “korku-gerilim” kategorisinde geçiyor. Hatta ithaki yayınlarının “karanlık kitaplık” bölümünden çıkan bir kitap. Tabii kitabın kapağını, kategorisini falan görünce hemen okumaya koyuldum. Gerçi kategori farklı olsaydı da yine hemen okuyacaktım çünkü en sevdiğim arkadaşım göndermiş tabii ki çeyizime saklayacak halim yok. Neyse hemen okumaya başladım, yazarımız o kadar korkunç o kadar korkunç bir kitap yazmış ki bu akşam kesin uyuyamayacağım. Kesin gidip anamın babamın yanında yatacağım. (Kazık kadar oldum, merak etmeyin yapmıyorum böyle bir şey:)) Kısacası o kadar korkunç bir kitaptı ki verdiğim 3/10 puanı sonuna kadar hak eden nadide, yegane bir kitap. Helali hoş olsun sana bu puanlar yiğidım.
Neyse şaka bir yana; o kadar sıkıcı bir kitaptı ki ,ne zaman bitecek, kafasındaydım. Korku-gerilim diye geçiyor. Zerre korkmadım. Hatta:
hizliresim.com/hmyh6co
Benim yüzüğüm bile bu kitaptan çok daha korkunç. O yüzden lütfen bu kitabı korku kategorisine koymayınız, lütfen!
Kitabı ben daha çok psikoloji ağırlıklı buldum. Kitap yarı otobiyografik bir eser. Karakterlerimiz ya manyak ya psikopat ya da hayaletleri bekleyen cins insanlar. Normal insanlar yok yani. Kitap hiçbir şey katmıyor. Bitirdiğimde ‘ben ne okudum?’ dedim. Üç puanı da ‘Sallanan Sandalye’ hikayesindeki iki karakterin arkadaşlığını ve ‘Büyük morsalkım’ hikayesini birazcık beğendiğim içindi. (Bu arada kitap dört hikayeden oluşuyor)
Son olarak Ged’e hediye ettiği için ve size de okuduğunuz için teşekkür ediyor; umarım bundan çok daha iyi ve kaliteli kitaplar okursunuz diyorum. Herkese keyifli okumalar…
·
214 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.