İnsancıklar, fakir bir devlet memuru olan Makar Alekseyevich ile uzaktan akrabası olan Varvara Alekseyevna arsındaki mektuplaşmalardan oluşan bir eserdir. Makar yoksul olmasına rağmen son derece vakur, alçak gönüllü ve fedakar bir ihtiyar. Varvara'ya olan düşkünlüğü nedeniyle kendi yoksulluğunu bile göz ardı edecek derecede yardım etme girişimlerinde bulunması bu fedakarlığın boyutunu gözler önüne sermektedir.
Fyodor Dostoyevski bu eserinde sadece kendisinin içinde bulunduğu acıyı değil, bütün insanlığın içinde bulunduğu acıyı dile getirmiş. Bu yüzden eseri okurken Dostoyevski'nin anlattığı o dönem Rusya'sını analiz edip anlamakta fayda var. O dönemlerde aristokratlar ile halk arasında öyle kocaman bir uçurum vardı ki, bir taraf lüks içinde har vurup harman savururken, diğer taraf açlığın pençesinde kimi zaman gurur ve onurundan ödün vererek hayatını idame ettirmeye çalışıyordu. Yoksulluğun en dibini yaşıyordu.
Genel olarak roman, 19. yüzyıl Rusya'nın karanlık, umutsuz bir portresini çiziyor. Haliyle hikâyenin merkezinde yoksulluk olunca acıma duygusu kaçınılmaz oluyor.
Fyodor Dostoyevski bu acıma duygusunu okuyucuya başarılı bir şekilde hissettiriyor.
İnsancıklar, sınıf farklılığı gibi günümüzde de anlamını yitirmemiş konuları yansıtan bir eser olduğundan dolayı son derece başarılı buldum..
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Ren Kitap · 202062,3bin okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.