Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

261 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Sineklerin Tanrısı-Görüşlerim
İnsanlar ve onların duyguları, hırsları, hissleri, davranışlarını çok güzel yansıtan alegorik roman. Doğruyu söylemek gerekirse, benim için kitabın ilk 100 sayfası hiç akıcı değildi. Ama iyi ki, devam etmişim. Çünkü asıl olaylar başlayınca kitaptan ayrılamıyorsunuz. Karakterlerin kendine özgü davranışları, düşünceleri sayesinde siz de bir nevi onlar arasındaki çatışmada tarafınızı seçiyorsunuz. Bundan sonraki satırlar SPOİLER içere bilir. Benim favori karakterim Domuzcuk oldu. En düzgün düşünen, mantıklı davranan oydu çünkü. En iyi fikirler ondan çıkmıştı. "Ben bir şey söylersem kes sesini diyorsunuz. Ama Jack, Maurice ya da Simon bir şey söyleyince..."- Haksızlığa uğrayan Domuzcuk'un bu sözleri yürek burkan cinsten. O her zaman Ralph'ın tarafındaydı, ona sadıktı. Sonu daha farklı ola bilirdi. Diyeceğim şu ki, dünya iyi bir insan daha kaybetti. Ralph'ın doğuştan bir lider olduğu hemen hemen her sayfada kendini belli ediyor. Bu akıllı, iyimser çocuk, kurallar olması gerektiğini, ateş olmazsa kurtulamayacakılarını anlıyor. Sonlara doğru Domuzcuk'u savunması, ona en yakın kişinin Domuzcuk olduğunu anlaması, asla pes etmemesi, duygusal çöküşlere rağmen mücadeleye devam etmesi onun gerçekten HARİKA bir ana karakter olduğunun göstergesi. Jack gibi insanlar daima var, ama önemli olan onlarla başa çıkmayı bilmektir. Gizliden gizliye Ralph'a beslediği nefret bir gün patlak verecekti. Domuzcuk'a karşı sergilediği alaycı tavırlar, liderlik hırsı, çocukları vahşileştirmesi, kuralları yıkması, kabile yaratması, ve 2 çocuğun sonunu gördükce onun ne kadar zalim (bu bile hafif kalır), ne kadar vahşi bir antagonist olduğunu anlıyoruz. Simon ve davranışları derin anlamlara sahip, yine başına gelenleri hak etmeyen karakterlerden. ***Onun ölüm sahnesinde insanların nasıl vahşileşebileceğini, ani hareketlerin, diğer tüm seslere kulak tıkayıp kendi bildiğini yapmanın acı sonuçlarını görüyoruz. Dans eden kimse Simon'un çığlıklarını duymadı. Roger ile ilgili en çarpıcı sahne: sahilde kendi halinde takılan küçük çocuğa taş atmak isterken onu engelleyen, aklındaki yasakların olmasıydı. Roger'ın ismi sonlara doğru daha sık kullanılıyor. O Jack'dan bile daha zalim. Eric ve Sam sonradan kabileye katılıyorlar, ama zorla. Onların da kalbinde iyilik var, fakat güçsüz oldukları için boyun eğiyorlar. Bir ara adadaki olaylar sonucu ikizlerin düşman olacağını düşündüm, ama onlar aralarındaki bağı hiç koparmadılar. Maurice hakkında daha fazla şey bilmek isterdim, o da Roger gibi, ama daha farklı. Küçük Henry'e baktığımıza canlı şeylere egemenlik etmenin verdiği mutluluğu görüyoruz (Jack ile benzerlik). Düzen kurmak için kurallara ve şefe ihtiyacı vardır toplumun. Eğer kurallar yıkılırsa, her şey kontrolden çıkar. Jack'ın yüzünü boyamasıyla duygularını saklaması, daha da cesaretlenmesi onun kendi benliğini saklamasına, duygusuzlaşmasına neden oldu. Ralph ise eğlenmeye değil, sorumluluklara öncelik verdi. Şef olduğunu bir an bile unutmadı. Sineklerin Tanrısıyla mücadele etmeliyiz, onu yenmeliyiz. Golding'in gösterdiği gibi iyilik ve kötülük çarpışıyor. Herkesin iyi ve kötü yanları vardır, önemli olan hangi tarafın daha ağır basacağıdır.
Sineklerin Tanrısı
Sineklerin TanrısıWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202080,5bin okunma
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.