Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Bizim kanaatimize göre, Ahmed Yesevî zuhur ettiği zaman, Türk âlemi epey uzun bir zamandan beri -herhalde IV. asırdan beri- tasavvuf fikirlerine alışmış, mutasavvıfların menkibe ve kerametleri yalnız şehirlerde değil, göçebe Türkler arasında bile az çok yayılmıştı. İlahiler ve şiirler okuyan, Allah rızası için halka birçok iyilikte bulunan, onlara cennet ve saadet yollarını gösteren dervişleri, Türkler -eskiden dinî bir kutsiyet verdikleri- ozanlara benzeterek hararetle kabul ediyor ve dediklerine inanıyorlardı. Bu suretle eski ozanların yerini, "ata" veya "bab" unvanlı birtakım dervişler almıştı: Hazreti Peygamber'in sahabelerinden olarak gösterilen Arslan Baba; menkibeye göre İslam dinini anlama maksadıyla Türkistan'dan Ceziretü'l-Arap'a gelmiş ve Hazreti Ebû Bekir ile görüşerek İslamiyeti kabul eylemiş olan ozanlar piri meşhur Korkud Ata ve Çoban Ața işte bunlardan kalmış birer hatırayı yaşatıyordu.”
Sayfa 67
·
341 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.