Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

509 syf.
·
Puan vermedi
·
19 günde okudu
Cinselliğin Tarihi her şeyden önce Foucault’un önceki dönemlerden itibaren günümüz dünyasına gelene kadar insanların cinsel pratiklerinin ele alınıp incelendiği bir kitap değildir. Eğer böyle bir yanılgı içerisindeyseniz (kitabın adından ötürü gayet doğal, ayrıca Foucault’u daha önceden tanımayan ve kitabın adının yanılgısına düşmüş birisi olarak kitaptan haberdar olduğum zamandan beri aynı yanılgıya sahip olan ben de bir süre bu düşünceye sahiptim) önceden Foucault hakkında ufak bir araştırma yapmanızı tavsiye ederim. E madem cinsel pratiklerin tarihsel gelişimine şahitlik etmiyoruz peki biz bu kitapta neyi göreceğiz diye soruyorsanız, bu kitap Foucault’da iktidar anlayışının cinsellik olgusu üzerinden nasıl biçimlendirildiği ve öznenin bu bağlamda nasıl üretildiğini ele almaktadır. Böyle bahsedince biraz karmaşık geliyor olabilir farkındayım ama bu noktada yapılabilecek tek şey Foucault ve onun iktidar kavramsallaştırması hakkında bir ön okuma yapmak olacaktır. Yapabilecek bir şey yok çünkü bazı kitaplar fazla efor sarf etmenizi ve onu anlamanız için mücadele etmenizi gerektirir. Cinselliğin Tarihi de benim için böyle bir kitaptı. Foucault bu kitabı yazmaya başlarken 8 kitap tasarlamıştır ancak yaşamı tamamlamasına izin vermemiştir. Elimize ulaşan 3 kitaptan oluşan bu Cinselliğin Tarihi’dir. Yaklaşık 150 sayfaya yakın giriş bölümü bulunmaktadır. (Foucault bu bölümü 1. Kitap şeklinde isimlendirmiştir ancak ben bu ilk kitabı direkt Foucault’un yöntemi, amacı ve neden bu konuyu ele aldığını açıklama çabasını gördüğüm için ön söz olarak nitelendirilmesinin makul olduğunu düşünüyorum. Çünkü asıl konuya ikinci kitapla birlikte girmektedir.) Kitap üslup bakımından zorlayıcı gelmedi açıkçası. Ancak içerik bakımından beni çok yorduğunu söyleyebilirim. Şöyle ki Foucault’un amacı tarihsel perspektiften yararlanarak olguların nasıl üretildiği ve söylemlerde nasıl kendilerini var ettiklerini ortaya çıkarmaktır. Bunu yaparken kendi felsefesini de işin içine katmaktadır. Ancak beni yoran durum Foucault’un kitabın başından sonuna kadar daha çok Antik Çağ’ın insanlarının cinselliklerine değinmesidir. Orta Çağ Hıristiyan ahlak anlayışı bağlamında cinsellik pratiklerine de değinmiştir ancak bunu da yine Antik Çağ ile karşılaştırma yapmak için gündeme getirdiğini gördüm. Bu yüzden daha çok Antik Çağ üzerinde durulması, Antik Çağ’ın metinlerinin çözümlemelerine gidilmesi 21. yy’da yaşamını idame ettirmeye ve Foucault’u anlamaya çalışan sıradan birisi olarak beni oldukça hırpaladı. Evet bazı çözümlemeler oldukça ilgi çekiciydi ancak kitabın sonunda hangisi aklımda kaldı derseniz buna yanıt vermem biraz zorlaşabilir çünkü çok fazla örneğe yer verilmiş ve kimilerini okurken “bana ne” dediğim çok yer oldu. (üzgünüm) Fakat genel olarak Foucault’un iktidar anlayışının ve cinselliğe farklı bir perspektiften yaklaşıp onu çözümleme noktasında kendisinin tek olduğunu düşünüyorum. Bilmiyorum siz tanıyor musunuz ilişkisel bir iktidar anlayışı üzerinden cinsellik olgusunun anlamlandırıldığı ve bu anlamlandırılma üzerinden öznelerin üretildiğini iddia eden başka bir düşünür, şahsen tanımıyorum. Bu anlamda alanında tek olarak nitelendirirken Foucault’un yöntemini çok fazla eleştiren tarihçi gördüm. Kendisinin savlarının yalan yanlış ve desteklenemez türden oldukları düşüncesi yönünden çok fazla eleştirildiğine şahitlik ettim. Bu yüzden Foucault’un iyi bir tarihçiden ziyade iyi bir felsefeci olduğu, Cinselliğin Tarihi kitabının da iyi bir felsefe kitabı olduğunu söylemektedirler. Bu fikre katılmadan önce iyi bir tarih bilgimin olması gerektiği düşüncesine sahip olduğumu belirtmekle birlikte iyi bir felsefe kitabı olduğunu söylemeden es geçemem. Okurlarını özellikle kendi iktidar kavramsallaştırmasıyla günümüzdeki öznelerin içinde bulundukları yaşamı da sorgulamalara ittiğini ve birçok farklı pencere sunduğunu söyleyebilirim. Ayrıca Foucault’un yöntemi bağlamında tarihsel bir yaklaşım benimsediğini söylemiştim. Bunu destekleyecek en iyi noktası, Antik Çağ metinlerini çözümlerken sürekli girdiği detaylandırmalardır. Bu anlamda Foucault’un Cinselliğin Tarihi bir Tarih kitabı olabilir. Çünkü genelde tarih kitapları fazla detaylı bu yüzden de sıkıcıdır. Tüm bunları bir kenara bıraktığım zaman kitabı genel olarak değil ancak değindiği kimi noktalar bazında çok beğendiğimi söyleyebilirim. Çünkü en başında kitabın yazarı farklı bir kişiliktedir. Yaşamı ve maruz kaldığını düşündüğüm adlandırmalar yüzünden böyle bir eseri ortaya koyması müthiş bir şeydir. Tam da bir meselesi olan insandan beklenilesi şekilde sergilenmiş harekettir. Çünkü baktığınız zaman herkesin bir meselesi var ancak bunu açımlayan bunun için çaba sarf edeni pek göremiyoruz. Onlar iktidar ile üretilen söylemlerin kurbanı olurken Foucault ve onu okuyanları tarafından bu söylemlerin farkındalığı ile yaşamlarına devam edip belki hayatın başka bir alanında da onlar farkındalık uyandırmaya çalışır noktasında Foucault’un ilham kaynağı olduğunu düşünüyorum. Daha önce Foucault ile tanışmamışsanız önce onun hakkında ufak bir bilgilenip özellikle iktidar kavramsallaştırması hakkında okuyup sonrasında bu kitaba başlamanızı ve kitaba başlamadan önce çok büyük beklentilere girmemenizi tavsiye ederim. Her şeyden önce bu kitabın felsefe türünde yazılmış Antik Çağ’ın cinsellik olgusu üzerinden iktidar ilişkilerinin gösterilmeye çalışılmasının bir çabası olduğunu unutmayınız.
Cinselliğin Tarihi
Cinselliğin TarihiMichel Foucault · Ayrıntı Yayınları · 2010755 okunma
·
1.752 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.