Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

·
Puan vermedi
Varlığın Keşfedilme Sancısı
Varlığın Keşfedilme Sancısı 𖥸 𖥸 𖥸 İnsan, toplum ve evren hakkında bütüncül ve kapsamlı bilgiye sahip olmak, insan zihninin kadîm bir uğraşı olmuştur. Varolan ve oluş halinde olan dinamik her türlü yapıyı anlama ve kavrama, insan zihnin temel ihtiyacı olmuştur. Bu yönüyle felsefî görüşler varlık ve oluş sahasını keşfedip geliştirmiştir. İnsan zihninin özünü araması, eşyayı yorumlaması ve algıladığı görünen görünmeyen her şeyi incelemesi; varlık şuurunun gelişmesini sağlamıştır. Evrende bulunan varolanların ve olup – biten olayların hepsini tam ve bütünlük içerisinde kavramak ve bütün bu olanların içerisinde yerini ve rolünü bilmek, anlamak isteyen insan zihni, çaba göstermiştir. İnönü Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi İslâm Felsefesi Anabilim Dalı’nda 1993 yılında araştırma görevlisi olan Hamdi Onay, 1997 yılında doktorasını tamamladı. Arapça ve İngilizce bilen yazar, alanı ile ilgili çeşitli makaleleri vardır. Dinî, felsefî ve siyasî oluşumlarının İslâm Felsefe Tarihi’nin önemli fikrî bir akımı olan İhvân-ı Safâ; kimliklerini açıklamama ve çalışmalarında gizliliği ilke edinmeleri yönüyle ilgi alanı olmuştur. Bununla beraber İhvân-ı Safâ geleneğinde “Varlık” konusu derin bir düşünce serüvenine sahiptir. İnsanın kendi varlığını ve evrenin varlığını anlamak ve yorumlamak için varlık şuurunun derinliklerine kadar gitmiştir. Varlık anlayışı, ilkeleri yönüyle İhvân-ı Safâ geleneğinde varlık türlerini ve tarzlarını anlamlandıran Hamdi Onay bu çalışmasını giriş ve sonuç bölümleriyle beraber üç bölüm halinde anlatmaktadır. Varlık olgusu hayatın her alanında çok dinamik bir yapıya sahiptir. Her canlının oluşum süreci var olmakla tanımlanır. Var olmak sürecinin tanımlanması ve yorumlanması bu kitabın asıl konusudur. İnsanın tanım ve yorum getirdiği varlık konusunun felsefî yönünü Hamdi Onay, üç temel yoldan söz eder: Birincisi; varlık düşüncesinin nasıl geliştiği ve oluşumu hakkında söylenmiş ve söylenmekte olan mevzulardır. İkincisi; varlıkla ilgili sistematik düşünme şekillerinin zihnî itibari ve fonksiyonu hakkındadır. Üçüncüsü; yeni varlık görüşleri inceleme ve değerlendirme yolunda son tahlillerin ne söylediği, yönündedir. Onay, İhvân-ı Safâ’nın Varlık Anlayışı’nın kendine özgün, düşünme şeklinin tüm özellikleri ve yönlerini ikinci yolun prensiplerini kullanarak yapmaktadır. Abbasî idaresinin zayıflamasıyla birçok bağımsız emirlik ve beyliklerin ortaya çıkmasıyla birlikte yaklaşık 970 yılında oluşan siyasî, sosyal ve fikrî çözümlemelere çare arayışı neticesinde ortaya çıkmış bir topluluk olan İhvân-ı Safâ. Kaynaklara göre merkezi Basra'da bulunan ve adı “İhvân-ı Safâ ve Hullân-ı Vefâ (Gönlü Arınmış – Temiz Kardeşler ve Sözünde Sadık Dostlar) olan bu topluluk, din ile felsefe arasını uzlaştırmak sûretiyle sosyal bütünlüğü yeniden tesis etmeye çalışan fikrî bir akımdır. Gizliliği ön planda tutan İhvân-ı Safâ topluluğu, kurucularının kimler olduğu, nerede ve ne zaman yaşadıkları hakkında kesin ve ayrıntılı bilgi yoktur. Hamdi Onay, İhvân-ı Safâ karakteristik özelliklerini kitabın birinci bölümünde anlatmaktadır. Bu yönüyle topluluğun en meşhur beş ismini şöyle zikreder: Zeyn b. Rufaâ, Ebu Süleyman Muhammed b. Muşîr el-Bustî, Ebu’l-Hasan Ali b. Harun ez-Zercânî, Ebu Ahmet el-Mihricânî ve el-Avfî’dir. Temsilci ve fikir bağlamında İslâm düşünürleri arasında çeşitli konuları ontolojik bir yaklaşımla ele alan bir grup olarak göze çarpmaktadır. Risaleleriyle İslâm düşüncesinde rasyonalist siyasî boyutlu bir devrim karakteristiğine sığdırmak, kitabında Onay; fikir ve düşüncelerini tanımamak anlamına geldiğini belirtir. İhvân-ı Safâ topluluğu gruba seçtiği kişilerin inanç ve karakterlerini inceden inceye araştırarak seçerdi. Bu cemiyet, mensuplarını el altında felsefeyi okutup dört mertebeyle derecelendirirdi. Bu mertebeler: - Ebrâr ve ruhamâ (İyiler ve merhametliler): On beş yaşını tamamlamış, düşünce ve ruh itibariyle temiz, verilen şeyleri kabule ve onaylamaya hazır olanlar, - Ahyâr ve fudalâ (Seçkinler ve faziletliler): Otuz yaşını doldurmuş, felsefî yeteneklerini göstermeye kabiliyetli ve dolaysıyla şefkat, merhamet ve hoşgörünün kendilerinde tezahür ettiği kişiler, - El-Fudalâ el-Kirâm (Faziletli ve şerefli): Kırk yaşlarında, ilim ve faziletin kendisinde yerleşmiş olduğu kimseler, - Elli yaşlarında, hakkı doğrudan kavrayan, teslimiyetin son mertebesidir. Onay, kitabın bu bölümünde metot ile etkiler ile İhvân-ı Safâ’nın düşünsel karakteristik özelliklerini anlatmaktadır. İlk İslâm ansiklopedistleri olarak kabul edilen İhvân-ı Safâ, felsefî görüşlerini temellendirmek üzere Kur'an ayetlerinin sembolik ve batinî yorumunu yapmaya çalışmışlardır. İhvân-ı Safâ çağında metafizik, metodu ve etkileri alt başlıklarıyla kitabın birinci bölümü tamamlanır. Varlık konusunun temel fikirlerine geçmeden önce Onay, İhvân-ı Safâ’nın felsefe ve metafizik görüşlerine temas etmektedir. İhvân-ı Safâ topluluğunun felsefî ve metafizik fikirlerinin dayanak noktalarının ve derin uzantısının birçok yönlerini ele alarak ön giriş yapmaktadır. Bu kısımdan sonra İhvân-ı Safâ topluluğunun varlık hakkındaki değerlendirmelere geçmektedir. Bu yönüyle varlık hakkındaki ilk varlık tanımı şöyledir; bütün varolanların varlık nedeni Tanrı’dır. Yani, İhvân gerçek ve asıl varlık olarak, Tanrı’yı kabul eder. İhvân'ın ontolojisinde Tanrı konumu derin fikir ve bağlantılarla doludur. İnsanın kendini, çevresini ve gördüğü her şeyi anlamlandırma sancısı, ontoloji (varlık) felsefesine götürmüştür. Varlığı anlamlandırma sancısı İhvân-ı Safâ topluluğunun üzerinde durduğu bir konudur. Bu topluluk görünen (zâhir), etrafımızı kuşatan, çevreleyen somut nesneleri ve görünmeyen (bâtın) diye iki temel ayrım getirmektedir. Görünenin iyi tanınması ve bilinmesiyle görünmeyen dünya kavrayacaktır. Başka bir deyişle fizikten analoji yoluyla metafizik bilgilere ulaşılmaktadır. İnsanın varoluş sırrını çözmesi, aklın kabiliyetiyle mümkündür. İhvân-ı Safâ, aklın kabiliyetiyle varlığın oluşumu hakkında geniş bilgi edinmek isteyen kişilere, kendi bedeninin nasıl oluştuğunu, bir damla meniden bütün organlarının nasıl varlığa çıktığını düşünmeye davet eder. Çünkü kendi yaratılış sırlarını çözemeyen birinin, varlığın meydana geliş tarzını tam anlamıyla çözebilmesi mümkün değildir. İhvân-ı Safâ’nın ruhânî varolanların ve daha sonra da cismânî varolanların oluşumunu dokuz tane özellikle şöyle sıralar: - Tanrı, - Faâl Akıl, - Küllî Nefs, - İlk Madde, - Tabiat, - Mutlak Cisim veya İkinci Madde, - Felekler Âlemi, - Unsurlar Âlemi, - Bu unsurların karışımıyla meydana gelen nesneler dünyası. Onay, kozmoloji, organik, antropoloji ve bütün alanlar için ortak kullanılan kategorilerle İhvân-ı Safâ’da varlık ilkeleri konusunu anlatmaktadır. Zaman, mekân, nedensellik, karşılıklı etki ve cevher(töz) ile kozmolojik kategoriler başlığın birer alt başlık halinde inceler. Organik kategoriler başlığı altında formun korunması, türün değişmesi(mutasyon) ve canlının kaynağı üç konuyu ele alır. Onay, kitabın üçüncü bölümünde varlık türleri ve veriliş aktları anlatarak varlığın uzantısı ve sahası hakkında bilgiler vermektedir. İhvân-ı Safâ’da varlık, iki türlüdür: Duyu organlarıyla algılanan “cismânî varlık”, Akılla kavranılan ve düşünce ile zihinde şekillendirilen “ruhânî varlık”tır. Kitabın bu kısmında varlık türleri; Real varlık alanı ile ideal varlık alanıdır. Real varlık alanında; inorganik alan, organik alan, ruhsal alan ve tinsel alan şeklinde konunun alanı anlatılmaktadır. İdeal varlık alanında ise; matematik alan, değerler alanı ve son olarak düşünceler alanı ele alınmaktadır. Bu konuların devamında varlığın kaynağı ve zorunluluk, olanak (imkân), gerçeklik ile varlık tarzları anlatılarak kitap bu konularla tamamlanmaktadır. 4. ve 10. yüzyıllarda Basra çevresinde yaşamış, başta Bağdat olmak üzere, o dönem İslâm coğrafyasının her tarafında müntesipleri olan İhvân-ı Safâ, felsefî bir topluluktur. Amaçları, Müslümanlar arasında bilimi etkin ve canlı tutmak, Müslümanları taassuba düşmekten ve toplumsal düzeni yıkmaktan kurtarıp, bir aydınlar ahlakı meydana getirmekti. Hamdi Onay, “İhvân-ı Safâ’da Varlık Düşüncesi” kitabıyla bu aydın zümresinin felsefî bir uğraşı olan varlık düşüncesini anlatmaktadır. İhvân-ı Safâ karakteristik yapısı, varlık düşüncesinin ilkeleri ve türleri temel noktalarıyla anlatmaktadır. Kitabın Künyesi: Hamdi Onay, İhvan-ı Safâ'da Varlık Düşüncesi, İnsan Yayınları, İstanbul 1999, 174 sayfa. Yunus Özdemir
İhvan-ı Safa'da Varlık Düşüncesi
İhvan-ı Safa'da Varlık DüşüncesiHamdi Onay · İhsan Yayınları · 19990 okunma
·
538 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.