Gönderi

162 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 31 hours
İlhan Selçuk, Türkiye'de ne zaman faşist yönetimler avlanmaya çıksa ilk akla gelen yurtseverlerden, Atatürkçülerden biri. Öyle ki hiç atlanmamis. Gerek 12 Mart cuntası, Türk tarihin görüp görebileceği en iyi anayasa olan 1960 anayasasını parçalama misyonu vardı, gerek 12 Eylül faşistleri, gerekse şimdiki takiyeci mollalar az cektirmediler İlhan abimize. Kendisi Cumhuriyet gazetesinde uzun yıllar pencere adlı köşesinden yurtseverlere seslendi. Ziverbey köşkü, 12 Mart cuntasının elebasilarindan,1. Ordu komutanının kendi cellatlarinin ifadesiyle binlerce kişiyi işkenceden geçirdiği bir mesken. (İsme gerek duymadım) İşkence detaylarına girmiyorum, artık herkes öğrendi, neler yaşatıldığıni. Birçok kez yazdım, tekrarlayayim, bir insan bir insana neden işkence yapar? Kısaca süreci anlatayım, İlhan Selçuk bir gün evinden alınıyor, bir ay süreyle Ziverbey köşkünde işkenceden geçiriliyor. Hatta şöyle bir ifadesi var. "Ben tanınmış biri olduğum için, kamuoyunda bilinen biri olduğum için, işkenceden sonra ilaçlı pansuman yapıyorlardı." Gelin tanınmamış birini siz düşünün. Bir ay sonra verdiği ifadenin tesiriyle olsa gerek , serbest bırakıliyor. Ancak başka bir davadan iki ay kitliyorlar. Bu bir ay boyunca ailesi dahil kimse ne olduğunu bilmiyor. Yaşayıp yaşamadığını bile. Verdiği ifade oldukça akıllıca, zekice yazılmış, bu da sürpriz olsun. Ziverbey köşkü, işte bu bir ay süren işkenceyi ve sonrasını anlatan bir belge yapıt. Meraklısına öneririm.
Ziverbey Köşkü
Ziverbey Köşküİlhan Selçuk · Cumhuriyet Kitapları · 2008131 okunma
··
1,185 views
Seda okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık Hoca'm... Şifre olayları falan cidden dahiyanece idi. Düşünüp düşünüp, büyük bir hayranlık ile takdir ederim.
Barış okurunun profil resmi
Bir İlhan Selçuk olmak kolay değil gerçekten... Teşekkür ederim..
Barış okurunun profil resmi
Ziverbey Köşkü'nü yönetenlerin bir bölümü şimdi aramızda yaşıyor. Onlardan kimse hesap sormadı. Gerektiği zaman ortaya çıkmaktan da çekinmiyorlar! Türün gibileri, politikaya bile girdi. Cumhurbaşkanı adayı olmaya bile kalktı! Ötekiler de evlerinde birer aile babası kişiliğiyle yaşamlarını sürdürmekteler. Onların bu vurdumduymazlığını, pişkinliğini ibretle izliyoruz. Bir de İlhan Selçuk'un şu alçakgönüllü davranışına bakın: "... bana yapılan işkencenin bir önemi yok, Türkiye'de işkence kolgeziyor, sistemli bir yöntem olarak uygulanıyor. İşkenceden sakat kalmış, ölmüş, hayatı sönmüş bunca kişi varken, içinden geçirildiğim işkence tezgahını anlatmak bana ayıp gibi geliyordu. Yine de okurlarıma hoşgörün, derim." Şimdi " Ziverbey Köşkü" yazılması gereken bir kitaptı. Yazıldı. .. Okunması gereken bir kitap ... OKTAY AKBAL (Cumhuriyet, 21 Ekim 1987)
dostamisc okurunun profil resmi
Durumunu akrostiş metinlerle çok iyi ve ilginç bir şekilde ifade etmişti.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.