Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

361 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bir Yunus romanı... İskender Pala bu eserinde Yunus Emre'den bahsetmiş bize.Ancak akademik bir dilden ziyade karşılıklı bir sohbet üzerinden bir anlatımla Yunus Emre'nin hayatından bahsetmiş İskender Pala.Bunu da Molla Kasım ile anlatmış bizlere.Molla Kasım'ın bir yolculuk sırasında bulmuş olduğu şiirleri okuması ve bu şiirleri yazan kişiyi bulması,Yunus Emre ile tanışması ve onun izniyle beraber hayatını kaleme almasıyla başlayan kitap;Yunus Emre'nin kendisinden,ailesinden,yaşamış olduğu tarihi dönemdeki gelişen olaylardan,dervişlik yolunda başından geçenlerden sırayla bahseder.Ben kitabı beğendim,oldukça da etkilendim "Bizim Yunus"tan.Sevgiliye kavuşma uğruna yaşadıkları,bu yolda ödedikleri bana "Vay arkadaş !" dedirtti cidden.Akıcı bir dile sahip olduğunu söyleyebilirim ancak Yunus Emre'nin dervişlerle konuşmalarında her ne kadar basit kelimelerle konuşsalar da bu konuşmalardaki manayı anlamakta birazcık anlamakta zorluk yaşadım,direkt geçmeden anlayana kadar o kısımları tekrar tekrar okuyup bir anlam çıkarmaya,anlamaya çalıştım.Yunus Emre'nin hayatını bir de kendisinden dinleseydik nasıl olurdu diyenler için önerebileceğim bir kitap. "Bu dünyadan gider olduk Kalanlara selam olsun. Bizim için hayır dua Kılanlara selam olsun." Şimdiden keyifli okumalar... İskender Pala - Od (Kitap incelemesi ve tahlili)   Kitabın özeti: İskender Pala, Od’da Yunus Emrenin hayatını konu ediniyor. 13. yy. Anadolu’sunda insanlık dersi veren Yunus Emre’nin yanında, Mevlânâ’dan Barak Baba’ya, Hacı Bektaş’tan Turakçın Baba’ya Temür Alp Ata’dan Tapduk Emre’ye Anadolu’yu sabır, aşk ve inanç mayasıyla kuranların hikâyesi dile geliyor. Roman Yunus Emre’nin şiirlerinde de geçen Molla Kasım ile birlikte başlıyor. Romanda Molla Kasım Yunus’un hayatını kaleme alıyor. Yunus Emre’nin Sitare, diğer ismiyle Elif’e duyduğu aşk da önemli bir yer tutuyor romanda. Yunus, Sitare’sini erken yaşta yitirir. Ebedi aşk, ilahi aşkın eşiği Sitare’nin gözleri, elleri ve sesindedir. Oradan şiire gidecektir Yunus Emre. Dağlar ile taşlar ile çağırmanın sırrına erecektir. Yunus, romanda çok sevdiği oğlunu da kaybeder. Yunus bu zorluklarla boğuşurken bir yandan da Anadolu Haçlı istilacıları, Moğol askerleri, hırsızlar, uğursuzlar, Alamut fedaileri tarafından deşilmektedir. Zulüm ve acının kol gezdiği bu topraklarda Yunus aşka giden yolun şiirden geçtiğini anlamış ve bu yolda ilerlemiştir. Bir süre sonra tıpkı dedesi gibi o da tüm Anadolu’nun örnek aldığı insanlar arasına girmiştir. 13. yüzyılın her bakımdan kavruk ve yanıp yıkılan ortamına Yunus Emre’nin gelişi tarihi atmosfer içerisinde hakiki anlamına kavuşturuluyor. Yıkıntılar ve yangınlar içinden bir gönül ve bir insanlık anıtının inşa edilişi cümle cümle anlatıyor ve elbette kalbe dokuna dokuna yol alıyor. Romanın her sayfasında Yunus’un hamlıktan saflığa geçişi okunuyor. Kitabın kahramanları: YUNUS EMRE: Annesini çok küçük yaşta kaybetmiştir. Babasıyla ve babannesiyle yaşamaktayken babası onu babannesinin yanında bırakarak kendi babasını aramaya gitmiştir. Onu babannesi büyüktmüştür. Daha sonra elif ile tanışmıştır ve onu hayatının yıldızı yani Sitaresi yapmıştır. Sitareden İbrahim ve İsmail adında iki oğlu vardır. İbrahimi küçük yaşta kaybetmiştir. Sitare ve İsmail’i alarak başka bir yerde hayat kurmuştur. Daha sonra Sİtareyi’de kaybetmiştir. İsmail’i Satı Nine’ye bırakarak doğru yolu bulmaya çalışmıştır. Bir dergaha yerleşmiştir. Burada nefsini köreltmeyi, Allaha yönelmeyi, kendini sınamayı öğrenmiştir. Bu arada oğlu İsmail, Çekikgöz askerleri tarafından kaçırılmıştır. Herkese oğlunu sormakta ve aramaktadır. MOLLA KASIM: Eğitimli, dindar bir kişiliktir. Olaylar karşısında fevri davranışlar sergiler. Yunus Emre’nin şiirleriyle kendi düşüncelerinin uyuşmadığını anlayınca şiirlerini suya atmıştır. Daha sonra yaptığının yanlış olduğunu anlamıştır ve özür amaçlı olarak onun hayat hikayesini od romanında anlatmıştır. İBRAHİM: Yunus ve Sitarenin büyük oğullarıdır. İsmail’in ağabeyidir. Küçük yaşta yangın sırasında vefat etmiştir. Cenazesi Ucasardadır. TEMÜR ALP: Gençliğinde çeşitli kahramanlıklar yapmıştır. İnsanlara her zaman anlatacağı bir kahramanlık hikayesi vardır, son derece bilgili bir insandır. Çoğu zaman türk efsanelerini anlatır. SATI NİNE: Sitare ve Yunus’un köyündendir. İlaç ve bitkilerle yaralıları iyileştirmeye çalışır. Bilgili bir kadındır. Sitare öldükten sonra Yunus İsmail’i ona emanet etmiştir. SİTARE: Zengin bir ailenin kızıdır. Yunusla ilk defa koyun otlatırken karşılaşmışlardır. Yunus onun canıdır. O yüzden ona ‘Can Yunus’ der. İbrahim ve İsmail’in annesidir. Yunus’un en büyük yol göstericisidir. Çekikgöz’ün köye baskınında ölmüştür. Güçlü bir kadındır. Olaylar karşısında her zaman soğukkanlı kalmaya çalışmıştır. SAMUEL: Yunus ve Sitare’nin İsmail adındaki oğullarıdır. Küçük yaşta çekikgöz tarafından kaçırılmıştır. Her zaman babasını merak etmiş ve özlemiştir. Babasını çok seviyordur. Ama ona karşı kinde beslemektedir. Olaylar karşısında biraz sinirli ve huysuz bir kişiliğe sahiptir. TAPDUK SULTAN: Tapduk Emre’dir. Yunus Emre’nin en büyük öğretmenidir. Gözleri kördür. Fakat duyuları çok gelişmiştir. Gözleri görmediği halde dokunarak hisleriyle herşeyi anlar. ÇELEBİ FARUK: Yunus’un Tapduk Emre’nin dergahında tanıştığı arkadaşıdır. Lokman Beşe’nin babasıdır. Varolan her şeyin Allah’a ait olduğunu her defasında tekrar eder. Tapduk Emre’nin en yakın adamlarından biridir. ABAKAY DERVİŞ: Eskiden Çekikgöz askeridir. Daha sonra Tabduk Emre’nin dergahına gelmiştir. Gözleri görmüyordur. Şifacıdır. ANA BACI: Tapduk Sultan’ın eşidir. Eşine ve evindeki herkese yardım etmek ister. (Alıntıdır.)
Od
Odİskender Pala · Kapı Yayınları · 202241,6bin okunma
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.