Gönderi

Varlıkların biçimleri aracılığıyla eylemde bulunmaları kaçınılmazdır, bizler de varlıkların yarattığı dış görünüşlerden ibaret olan bu biçimlere gerçeklik değeri veririz. Bu değer, hangi biçimde ve hangi eylemde göründüğüne göre de değişir elbette. Bizler de mutlaka diğerlerinin yanılmış olduğunu sanır, verilmiş bir biçim, verilmiş bir eylemin bu olmadığını, böyle olmadığını düşünürüz. Fakat kısa bir süre sonra bakış açımızı biraz kaydırırsak bizim de yanılmış olduğumuzu, bunun böyle olmadığını fark etmemiz kaçınılmazdır; yani sonunda hiçbir şeyin değişmez ve sağlam bir biçimde bu ya da böyle olmayacağını ve kâh bu biçimde kâh şu biçimde görüneceğini kabul etmek zorundayız; bir anda bize hepsi yanlış ya da hepsi doğruymuş gibi gelmeye başlar ki bu ikisi aynı şeydir çünkü bize herhangi bir gerçeklik gibi yoktur da; eğer var olmak istiyorsak onu biz yaratmalıyız. Herkes için bir gerçeklik olmayacak, sonsuza dek sürekli değişecektir. Günümüzün gerçekliğinin tek olduğuna dair yanılgıya düşme yeteneğimiz bir yandan bize destek çıksa da diğer yandan bizi sonsuz bir boşluğa itiyor çünkü bugünün gerçekliği yarının yanılsamasını ortaya çıkarmaya meyillidir. Ve hayat asla son bulmaz, bulamaz. Yarın son bulursa her şey biter.
·
52 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.