"Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onun hakkını vererek okurlar. İşte bunlar ona inananlardır. Kimler de onu inkâr ederse, işte onlar ziyana uğrayanların takendileridir." Bakara Sûresi, 121.
- Kur'an'ın hakkı nasıl verilir?
Kur'an, güzel okunmayı, güzel yazılmayı ve güzelce amel edilmeyi hak eden bir kitaptır. Kur'an diğer metinler gibi baştan savma okunacak bir kelam değildir.
Kur'an; noktasına, virgülüne, ünlemine, soru işaretine dikkat edilerek okunması gereken bir kitaptır. Yani tecvit ve mahrecine dikkat edilmesi gerekir. Bu, Kur'an'ın okunmadaki hakkıdır.
Kur'an'ın bir diğer hakkı da muhafaza edilmesidir. Kur'an, adabina uygun bir şekilde tutulmalı, korunmalı ve taşınmalıdır. Zira çok sevdiğimiz birinden bir mektup gelse onu saygıyla, sevgiyle, muhabbetle tutar; sayfalarını dikkatlice çevirir ve güzel bir yerde koruruz. İşte Kur'an her Müslümana Allah'tan özel olarak gelmiş mektuplar, sûreler ve âyetlerdir. Kur'an, layık olduğu şekilde muhafaza edilmelidir.
Şimdi en önemli hususa geldik. Güzel okunmayı ve güzel korunmayı hak eden bir kitap, güzel yaşanmayı hak etmiyor mu? Harfin mahrecine dikkat etmek gerekiyor da kelimenin manasına dikkat etmek gerekmiyor mu? Kur'an'ın esas hakkı, tam anlamıyla onu yaşamaktır. Kur'an'daki helalin ve haramın hakkını vermek gerekir. Muhkem ve müteşâbihin hakkını vermek gerekir. Onun emir ve yasaklarına hakkıyla riayet etmek gerekir. İşte Kur'an'ın hakkını vermedeki en önemli husus budur.
Kur'an'ı güzel ve düzgün okuyup, güzel muhafaza edip onu yaşamayan, Kur'an'ın hakkını vermiş sayılmaz.
Rabbim bizleri Kur'an'ı beden diliyle güzel okuyan, gönül diliyle güzel anlayan ve hâl diliyle güzel amel eden kullarından eylesin!
| Murat Padak, Bir Sayfa Bir Âyet Bir Hikmet, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1. Baskı, Ocak 2022, Ankara, s. 22.
Murat Padak
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.