Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Harputlu

Sabitlenmiş gönderi
Mâide, 5/104-105: “Ey iman edenler! Siz kendinizden sorumlusunuz. Siz hidâyet üzere olduğunuz takdirde, dalalet yoluna sapmış olanlar size zarar veremezler. Hepinizin dönüşü Allah’adır ve yapmakta olduğunuz her şeyi o zaman Allah size bildirecektir.” Bu âyete göre her fert kendinden sorumludur. Müminler Allah'ın emir ve yasaklarına uyma konusunda
Reklam
269 syf.
·
Puan vermedi
İçinizdeki Öküze Oha Deyin
İçinizdeki Öküze Oha DeyinBülent Akyürek
7.5/10 · 980 okunma
"Evlenin, çünkü evlilik size malı da getirir." Yani rızk endişesinden dolayı evlenmeyi terk etmeyin, demektir. İmam Suyûtî şöyle anlatır: Rızklar, kulun zahmetleri nisbetinde sevk olunur. Binaenaleyh iyi hal ne kadar ise, rızk da ona göredir. Rızkın endişesinden dolayı evlenmek terk olunmaz. | İsmail Çetin, Adab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 127.
Sayfa 127 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Kadın dört şey için nikah edilir: Malından, asılzâdeliğinden, güzelliğinden ve Dîninden dolayı. Sen dindarla muzaffer ol; elin topraklansın. İzahı: Yani kadın dört hasletten dolayı tercih edilir: -Servet, -Asilzadelik, -Güzellik, -Dindarlık aranır. Fakat kadın da erkek de dindarlığı tercih etmelidir. Dindarlık, serveti de meydana getirir. Her muamelede dindarlık aranır. Zira servet, güzellik geçicidir. Çok yerde asılzâdelik de faide vermez. Amma dindarlık ebedî bir saadettir; dünya ve ahiret saadetini de meydana getirir. | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 127.
Sayfa 127 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
"Kim kendini bizden başkasına benzetirse bizden değildir. Giyim, kuşam, örf ve âdetlerde Kendinizi Yahudi ve Hristiyanlara benzetmeyin. Muhakkak Yahudinin selamı, el parmaklarının işaretleriyledir. Hristiyanların selamı ise, el ayasıyladır. Alın saçlarınızı makaslamayın. Bıyıklarınızı dudak hizasından kırpın. Sakalınızı dört parmağı geçtikçe yalnız düzeltin seyrekleştirin. İhtiyacın dışında câmi ve sokaklarda dolaşmayın. İç gömlekleriyle dolaşmayın. Şalvarsız dışarı çıkmayın.” İzahı: Hadîs-i şerîfteki "üzür" kelimesini "şalvar" diye tercüme ettik; maksad, avret ve bedenin çıkıntılarını göstermeyen libastır. Asr-ו Saadette Mısır civarından gelmiş bir sahabenin üzerinde, oturma anında beden çıkıntılarını ve avret yerlerini şekliyle gösteren bir libas vardı. Bunun üzerine bu hadis-i şerîf şeref sudûr olmuştur. Şimdiki pantolonlar, bu hadisle tenkid edilmektedir. "Giydikleri halde çıplaktırlar." da bunu açıklar. | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 122.
Sayfa 122 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Reklam
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular: "Ey Uveymir, aklını çoğalt ki Rabb'ine yakınlığın çoğalsın.” Dedim ki: "Babam anam sana feda olsun, kim bana aklı tekeffül edecek?" "Allah'ın yasaklarından sakın, farzlarını yerine getir, aklı bulursun. Sonra iyi amel işlemekle nafile et ki, dünyada aklı çoğaltır ve Rabb'ine çok yakın olup O'nun yakınlığıyla aziz olursun." buyurdular. İzahı: -Günahları terk etmekle ve farzları yerine getirmekle aklı buluruz. -Nafile ibadetler yapmakla, dünyanın aklı- nı buluruz. -Allah'a yakınlıkla, dünya ve ahirette aziz oluruz. İnsanda akıl da var şehvet de vardır. Şehvet nefstedir. Şehvetini öldüren, şerefini ihya' etmiştir. Zira melekler şehvetsiz akıldan, hayvanlar akılsız şehvetten, insan oğlu da her ikisinden meydana gelmiştir. Aklı şehvetine ğâlib olan, melekten hayrlı; şehveti aklına ğâlib olan da hayvandan daha şerlidir. Bunun için: İnsanın en cesaretlisi şehvetini öldürendir, denilmiştir. Dimağ, kalbe de nefse de alettir, ikisine de harb meydanıdır. | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 119.
Sayfa 119 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
"İki haslet vardır; bunlar bir Mü'minde bulunamazlar: Cimrilik, kötü ahlak." "Her kim bir Müslümana zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim bir Müslümana meşakkat verirse Allah da ona meşakkat verir." "Ne mutlu kendi kusuru, âlemin kusurlarını araştırmakdan kendisini alıkoyana." "Her kim Din kardeşini bir suçla ayıblarsa, o suçu kendisi de işlemeden ölmez." "İnsanlar arasına karışan ve onların ezalarına sabreden Mü'min, insanlar arasına karışmayan ve onların ezalarına sabretmeyen Mü'minden daha hayrlıdır." | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 118.
Sayfa 118 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
"Ümmetimden birtakım adamlar gelecek, bunlar yemeklerin çeşidini yiyecek, içilenlerin çeşidini içecek, elbisenin çeşidini giyecek ve konuşurken ağızlarını yayacaklardır. İşte ümmetimin en kötüleri bunlardır." İzahı: Hazreti Lokman oğluna nasihat ederken şunları söylemiştir: "Yavrucuğum, mide dolarsa fikir uyur, hikmet susar, a'zâ ibadetten kalır..." Az yemenin birçok faideleri olduğu gibi çok yemenin de birçok zararları vardır. Açlık kalbe cilâ, zihne açıklık ve basîret verir. Tokluk ise kalbi körleştirir, vücuda rehavet verir, mide ile dimağdaki buharı artırır ve insan sarhoş gibi olur, kalbine bir ağırlık çöker. Az yemek bütün günahların menşei olan şehveti kırar ve nefsi terbiye eder. Şübhesiz ki saadet, nefse hâkim olmaktadır. Zinnûnî Mısrî: "Ben ne zaman yemek yediysem, ya isyan etmiş yahud isyanı gönlümden geçirmişimdir." demiştir. Hazreti Aişe radıyallâhu anhâ dahi: "Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra meydana çıkan bid'at tokluktur. Bu milletin karınları doyunca nefsleri dünya hususunda ğalebe çaldı." buyurmuştur. Açlık, Allah'ın hazinelerinden biridir. Bu hazine sayesinde ilk olarak cinsî şehvet, sonra konuşma iştihası kırılır. Filhakîka aç bir insan fazla konuşmak istemez, bu sayede dil âfâtından da kurtulmuş olur. Az yiyen az uyur. Halbuki fazla uyku, iki cihanda hüsrana sebebdir. | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 110-111.
Sayfa 111 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
İmam Şakîk-i Belhî sık sık müridlerine şunu tavsiye ederdi: "Şu beş şeyden beş şeye, yani sizi dünyayı mühimsemekten zühde, riyâdan ihlâsa, adâvetten nasihate, kibirlilikten tevâzua ve şekten yekîne davet eden âlimden başka hiçbir âlimin yanında oturmayın." Yani size ahireti dünyadan daha tercihli gösteren ve günahlardan sakındıran âlimlerin sohbetlerinde oturun. Size söyledikleri sözleriyle amel etmeyen ulemânın yanında oturup sohbetlerini dinlemeyin, demektir. Yani, oturmamaktan maksad dinlememektir. Nitekim bu mana şu hadis-i şerîfle takviye olunmaktadır. "Şübhesiz Benden sonra ümmetimden Kur'- ân'ı okuyan bir kavim olur; o okudukları Kur'an'ın feyzi gırtlaklarından kalblerine geçmeyecektir. Atışta ok yayından ayrıldığı gibi, onlar da Dinlerinden çıkacaklar; ona dönmezler. İşte onlar yaratılmışların ve ahlaksızların en şerlileridir. Onların alâmetleri de usturayla tıraş olmalarıdır." Bu hadîs-i şerîfle, sakalını tıraş eden ehli ilim tenkid olunmaktadır. Yani bunlardan birçoğu, itikad, amel ve ahlakta doğru amel etmezler, demektir. | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 93-94.
Sayfa 93 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Hadîs-i şerîfte: Ey insan, “Mü'minden başka kimseyle arkadaşlık yapma. Yemeğini takva sahibinden başkası yemesin." buyrulmuştur. Mü'minden başka kimseyle arkadaşlık, Mü'minden başkasına yardım, kıyamet gününde -bu hadîs-i şerîf ve yukarıdaki ayet-i kerîmenin hükmünce- insanın aleyhindedir. Sonra, ayet-i kerîmedeki şeytandan maksad, yalnız cinnî şeytan değildir. Aynı zamanda insanı zina, içki, kumar, ğıybet ve benzerinin meclislerine teşvik eden insanlar da şeytan gibidirler. Mevlâna Rûmî'nin tabiriyle: "Azizim iki çeşit hırsız var: Malını çalan bir hırsız var, ona yataklık yapan, mal çaldıran zalim var. Bu ikisi de malını çalar çaldırırsa bulursun. Amma salih amelini çalan hırsız ise, ki en büyük hırsızdır, malını çalarsa nerede bulursun?.. İşte seni hayrdan geri bırakacak her arkadaş, amelinin hırsızıdır. Malından fazla ameline sahib ol. İki çeşit zalim var: Dünyada sana zulmeden, malını alan, hakaret eden; bir de ahirette amelini dağıtan zalim var. Sakın, ğıybet ve diğer bütün günahlara teşvikçiler, amelini çalmasınlar. Bunlar büyük zalimlerdir. Ya bir de ğıybetçinin sözünü başka bir yerde söylersen, sen de zalim olursun ha!" | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 91-92.
Sayfa 91 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Reklam
"Büyüklerle oturunuz, ulemâdan sorunuz, hukemâ ile buluşup görüşünüz." İzahı: İlhamla şereflenmiş, ma'rifeti kazanmış, tecrübe sahibi olan, ihtiyar, salih ve nasihatçi zevatla oturun. Çünkü böyle zevâtın meclislerinde bulunmak, ğaflette olan kalbleri uyarır, şübhe ile yaralanmış kalbleri tedavi eder. Bu olsa olsa, şeriatle amel
Sayfa 89 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
“Kişi sevdiği kimseyle beraberdir. Sizden biriniz kiminle dostluk yapıp, kimi kendine arkadaş edindiğine dikkat etsin." "Kişi sevdiğiyle beraberdir." "Oturacağınız en hayrlı odur ki, görülmesi kalbinize Allah'ı hatırlatır, sözü ilminizi çoğaltır, ameli de size ahireti hatırlatır." İzahı: Bu hadîs-i şerîf,
Sayfa 87 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Hadîs-i şerîfte: "Beş şey beş şeye bedeldir." buyrulmuştur. Yani beş fena haslet vardır; işlenildiği takdirde işleyenlerin başına beş bela gelir, demektir. Bu belalar cezalardır: 1-"Bir kavim ahidlerini bozdukları zaman Allah Teâlâ da onların düşmanlarını kendilerine ğalib kılacaktır." Yani gerek Allah Teâlâ'ya ve
Sayfa 85 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
"Kim kendini giyim ve kuşamda kafirlere yahud fâsıklara yahud zalimlere yahud ehli tasavvuftan salihlere benzetirse o da onlardandır." Yani giyim kuşam ve ahlakta kendini kafir ve fâsıklara benzeten onlardan, salihlere benzeten de onlardandır. Elbette, şöhret için her ikisine de benzemek, bu hadîs-i şerîfte yasaklanmıştır. Hayrlılara benzeyiş hayr, şerlilere benzeyiş ise şerdir, vesselam. | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 64.
Sayfa 64 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
"Sizden biriniz yerinden kalkıp yerini başkasına vermesin. Gelene yer genişletin; Allah da yerinizi genişletsin." İzahı: Yani meclise birisi geldiğinde, mecliste oturanlardan biri kalkıp yerini ona vermez; ancak kendi aralarında ona yer hazırlarlar. Gelen, izinsiz olarak iki kişinin arasına tecavüz edemez; ancak oturanlardan iki kişi sağ ve sola kaymakla gelene yer verir. Nitekim bu edeb, ayet-i kerîmenin emridir: "Ey iman edenler! Size: "Meclislerde yer açın." denildiği zaman genişletin ki Allah da size genişlik versin. "Kalkın." denilince de kalkıverin. Allah içinizde iman etmiş olanlarla, kendilerine ilim verilmiş bulunanların derecelerini artırır. Allah, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır." [4] [4] El-Mücadele Sûresi ayet 11 | İsmail Çetin, Âdab, Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015, s. 32.
Sayfa 32 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
Müslim ve Buhârî'nin ve diğer pek çok muhaddislerin ittifakla tahric ettikleri şu hadisi dinleyelim: "Sizler kendinizden öncekilere, karış karış, dirsek dirsek uyacaksınız. Hatta birisi kelerin deliğine girse, siz de gireceksiniz." Yani: "Mü'min olduğunuz halde, örf, âdet, hukuk, giyim kuşamda, zikirlerde, Pers ve
Sayfa 12 - Dilara Yayınları, 6. Baskı: 2015Kitabı okudu
3.917 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.