Efendim bu kitap benim epey bir zamanımı aldı. Çok çok fazla eski kelime vardı. Sayfanın sonunda anlamları açıklanmış olsa da, dikkat dağınıklığına yol açıyor. Sürç-i lisan edersem affola. Kitabın okunma tidadında, kamilen cebr duygular yaşadım.
Soruyorum Atatürk düşmanlarına; sizce tekke ve zaviyeler neden kapandı. İşte cevabı bu kitapta.
Kitapta şeyh olarak benimsenen adamın din meclisi adı altında çeşitli içki muhabbetleri ve zina durumları anlatılır. Şu anda şu bilgi çağında bile belkide Nur Baba büyük bir şahsiyetmiş gibi düşünülüp türbesine gidip dua isteyenler vardır eminim.
Nur BabaYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20181,049 okunma
“Herkes neyi düzelteceğini, neyin düzeltilmesi gerektiğini biliyor; ama bu düzelecekler, düzeltilecekler arasında kendisi yok.”
| İsmet Özel, Ve’l-Asr, sf:123
Şöyle diyelim:
Aklın kirliyse herkesi yanlış,
vicdanın kirliyse herkesi kötü,
gönlün kirliyse herkesi çirkin görürsün.
Kusurun, her zaman görülende değil,
biraz kendinde
biraz da
içinden baktığın hâlinde olduğunu unutma.
Yani;
Temkîn ile telvîn arasında hallenmek iyidir...
|
Muzaffer Efendi Hazretleri buyuruyorlar ki :
Ey mü'min! Ölüm günü gelip çatmadan tövbe et. Yaptığın bütün kötülüklere, fenalıklara, kabahatlere, suçlara ve günahlara tövbe et. Bir daha işlemeyeceğine söz ver, nâdim ol, ağla ve gözyaşı dök, bir daha kötülük yapmamağa azm ü cezm eyle. Allahu Teâlâ, tövbe eden kullarını sever. Allahu Teâlâ,
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Hemen tövbe istiğfâr! Hemen Allah'a kulluk! Gencim, memurum, âmirim demeyeceksin. "Efendim, gündüz işimiz var", akşama kılarsın. Sakın fevt etme! Memur musun, işçi misin? Elin işde, gönlün yârda olsun. Dilin Allah'ı zikretsin, bir tarafdan elin iş yapsın. Allah sevgisini, Allah korkusunu kalbden çıkarma ve hazır dur! O gelici, o gelici, yani âşık ile maşûku birleştirici, yâhud insanları hasret ateşine yakıcı olan o gelici var ya, ona melekü'l-mevt derler, ne vakit geleceği ma'lûm değildir. Onun için Allah'dan kork, ölüm günü için, yarınki gün için ne hazırladın, onu da göz önüne getir bakalım şimdi.
Hesâb-ı gav ü harla geçdi ömrün
Kaçan kılsan gerek beş vakt namâzı
Urulur gece gündüz kûs-i rıhlet
Senin sem'ine girmez mi âvâzı
Bir zaman gelecek, insanlar büyük bir kıtlık içine girecekler ama bu kıtlık ne yiyecek ne içeçek kıtlığı olacak. Bu kıtlık Tanrı’nın sözlerini işitme kıtlığı olacak.