Gönderi

"Derdime vakıf değil alem beni handan sanır" gazeline başladı. Bu mısra, sanki en büyük felaketler içinde, zahiren Sadabad hıyanetinden daha çılgın, sefih bir ömür sürerken ta içinden sızlayan İstanbul'un melül ifadesiydi. Evet, gülen dudaklarda tebessüm, elim bir teessürle bükülüyor, hande ve kahkahaların hıçkırıktan farkı yok. Bence Payitahtımızın bugünkü taşkın süruru, büyük teessürleri takip eden asabi hezeyanlar gibi basit bir gözle değil ruhi ve tıbbi bir adese ile tedkike muhtaç hastalık tezahürleridir. Ben kanlan henüz kurumamış şehitler, parçalanan vatan cenazesi karşısında yükselen kahkaha sahiplerini tel'ine layık bir mücrim değil, tedaviye muhtaç bir hasta telakki ediyorum.
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.