Günümüzün maalesef ki salgın koşulları beni bu kitabı okumaya itti. İnsanların şehirlerinden kaçmaları, etrafa virüsü taşımaları, gönüllü bilim insanlarının çıkan hastalığa serum geliştirme çabaları yaşadığımız Coronavirüs salgınını özetliyor. Kuluçka süresi içerisinde bulaştığı insanları 15 dakika da ölüme götürebiliyor. Özellikle hastalığa yakalanan kişilerin bilinçleri açık bir şekilde hastalığın bedenlerindeki ilerleyişini fark edip sonunda çaresizce ölümü beklemeleri beni hem korkuttu hem etkiledi.
Jack London bu kitabı 1910 yılında kaleme almıştır. Kitap 2070’lerde profesör bir dedenin torunlarına 2012de yaşanan salgını anlatması üzerine kurgulanmıştır. Bu hastalık aniden ortaya çıkmakta olup ilk olarak yüze bir kızıllık veren daha sonra topuk, ayak, bacak kalça hissizleşmesiyle en son kalbe ilerleyip insanları aniden öldüren, tedavisi olmayan ve halk arasında kızıl veba diye adlandırılan bir hastalıktır.