Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ahh Diyarbakır
"Yedikardeş, bir umut burcudur," diyor Haşim. "Çocuksuz kadınlar, çocuklarının erkek olmasını bekleyenler buraya gelir, dua eder, adaklar adar, bez bağlarlar. İlginç de bir efsanesi var buranın..." "Ne duruyorsun, anlatsana..." diyorum sabırsızlıkla. "Sizi sıkmaktan korkuyorum," diye gülüyor. "Öyle şey olur mu hiç?" diyor annem. "Zevkle dinliyoruz seni." İlgimizin yoğunluğu Haşim'i sevindiriyor. Masal tadında bir anlatımla, Yedikardeş efsanesiyle buluşturuyor bizi: "Çocuğu olmayan bir kadın, her gün kocası tarafından dövülmektedir. Canından bezen kadın, burcun üzerine çıkar. Kayaların üstünden atlayıp intihar etmekten başka umarı kalmamıştır. Tam kendini atacağı sırada, Hızır görünür gözüne. Kadını intihardan vazgeçirir. Evine gitmesini ister. Bir süre sonra hamile kalır kadın. Hamileliği boyunca her gün burca gelip, Hızır'ı gördüğü yerde, çocuğunun erkek olması için dua eder. Duaları kabul olur ve nur topu gibi bir erkek çocuk doğurur. Sonraki yıllarda, peş peşe altı erkek çocuk daha doğurur. Çocuklar büyür, cesur birer delikanlı olurlar. Annelerinin vasiyeti üzerine, üç katlı burcun içine yedi oda yapıp, buraya yerleşirler. Bir sabah uyandıklarında, kalenin kalabalık bir düşman ordusunca kuşatıldığını görürler. Burcu almaya gelen düşmanla, cesurca savaşırlar. Surların büyük bir bölümünü ele geçiren düşman komutanı, burcun düşmemesine kızmıştır. Kendisi başta olmak üzere, kalabalık bir grupla saldırıya geçer. Teslim olmayı akıllarına bile getirmeyen, ölümüne savaşan yedi kardeş, bedenlerinin her yanına, çok sayıda dinamit bağlayıp ateşlerler. Dinamitlerin patlamasıyla, burcun üzerindeki askerler, başla-rındaki komutanla beraber havaya uçar. Yedi kardeş de şehit olurlar. Komutanını kaybeden düşman ordusu, büyük kayıplar vererek dağılır. Yedi kardeşin sayesinde kale kurtulmuştur. Havaya uçan burcun yerine, bu yedi kardeşin anısına, yeni bir burç yapılır."
Sayfa 180
·
55 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.