Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

170 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Kafkas Tutsağı, dört öyküden oluşan bir kitap. Son öyküsü olan Kafkas Tutsağı, kitaba ismini vermiş. Yakın zamanda okuduğum Savaş ve Barış'tan sonra, Tolstoy' dan benzer konular üzerine okuduğum ikinci kitap oldu. Kitapta Rus ordusu anlatılırken, Ukrayna'dan (Yazar o dönemde buradan Küçük Rusya olarak bahsetmiş.) gelen, Rus ordusuna katılıp birlikte çarpışan, birlikte ölen askerlerin hikayeleri de anlatılıyor. Bugün bizim müttefikimiz, hatta halkımız saydığımız bir insanı ertesi gün düşman ilan etmemiz, savaşılacak bir düşman yaratmak için elimiz tetikte beklememiz, karşımızda kavga edecek birini bulamayınca birbirimize düşmemiz çok kötü. Özellikle ilk öykülerde yer alan karakterler, bana Savaş ve Barış'ta yer alan bazı karakterleri hatırlattı. Aslında bu kitabı, her ne kadar öyküler kendi başlarına da yeterince edebi zevk veriyor olsa da, Savaş ve Barış için bir alıştırma olarak görmek de mümkün. Örneğin Bir Gönüllünün Öyküsü alt başlığıyla geçen ilk öykü 'Baskın' da, Savaş ve Barış'taki Petya karakterini andıran bir karakter bulunuyordu. Her iki kitapta da topçu bataryalar, piyade ve süvarilerden daha ayrıntılı betimlenmişti. Her ikisinde de, askerlerin gamsız bir şekilde, birilerini arkada bırakacaklarını hiç düşünmeden, tek başlarına gelecek olan madalya almakmış gibi savaşa gittikleri, ama gerçeklerin beklentilerine benzemediği anlatılıyor. Bence aralarındaki temel fark, bu kitabın kahraman bakış açısıyla yazılırken, Savaş ve Barış'ın hâkimi bakış açısıyla yazılmış olması. Ancak bu kitap da, kahraman bakış açısıyla yazılmış olmasına karşın, genellikle gözlemlere dayalı bir anlatım hakimdi, bence yazarın en güçlü yönü de gözlem yeteneği ve olayları hayata bakışının süzgecinden aktarması. Yine Savaş ve Barış ile kıyaslayacak olursam, bu kitap yazarın duruşunu daha açık bir şekilde ortaya koyuyor. Çünkü Savaş ve Barış'ta, anlatıcı olarak kitaba Piyer' in bunu yapması yanlıştı ya da Andrey iki yüzlüydü gibi bir müdahalede bulunmuyor. Anlatıcı olarak romana girdiği bölümler genele hitap ediyor ve karakterler üzerine açık bir fikir beyan etmiyor. Ancak bu kitapta, ana karakterin ağzından düşüncelerini ifade ediyor. Bir öykü kitabında, genellikle bütün öyküler aynı etkiyi yaratmaz. Ben, bütün öykülerden zevk aldım ve hepsi beni düşündürdü, ancak ilk iki öykü benim için gerçekten vurucuydu. Kitap çok uzun süredir okunmayı bekliyordu, belki başlarım zaten kısa diye elime aldım ve ilk sayfasıyla beni içine çekti. İlerleyen bölümlerde Tatar kıyafetlerinin ayrıntılı tasfirlerinde bilmediğim kıyafet isimleri geçiyordu, ancak 'Yüzüne düşen papağını geriye itti.' gibi bir cümle okuduğumda, papağın nasıl bir şey olabileceği gözümde canlandı zaten ve Tatarların nasıl bir papak taktıklarını özellikle araştırmadım. Yine de çok alışkın olmadığınız sözcükler bir anda karşınıza çıkınca okumayı veya sahneyi gözünüzde canlandırmayı zorlaştırabiliyor. Üçüncü öykü olan Rütbesi Düşürülen, bir önceki öykü olan Orman Kesimi ile devamlılık arz ediyordu. Bu da, yazarın o zamanlardan öyküleri bağlayıp savaş konulu bir roman yazma fikrinde olduğu izlenimini bıraktı bende. Bu kitabın Savaş ve Barış'tan çok önemli bir farkı da, bütün hikayelerin sıcak çarpışma yaşanan bölgelerde geçmesi, ve kitap için gerçekten önemi olan tek bir kadın karakterin bulunmasıydı. Savaşın, savaşa katılanların dışındaki kişilerin hayatında yarattığı değişiklikler, kocaları ve çocukları savaşa giden kadınlar, sivil olarak savaştan muzdarip olan insanlar, savaş sebebiyle mesleğini kaybeden esnaf ve zanaatkarlar konu edilmemişti. Ayrıca savaşın arkasındaki diplomasiden de bahsedilmemişti. Tabii bence öykülerde bu durum bir eksiklik oluşturmuyor. Ancak Savaş ve Barış'ın yazımına giden yolda yazarın taşları hangi sırayla oturttuğu, yazılarında, savaşa ve hayata bakılında ve onları anlatışında nelerin değiştiğini görmek belki mümkün olabilir. Kitapta Savaş ve Barış' a benzer bir diğer unsur, Tolstoy'un, anlatıcı karakterin ağzından kişilik kategorileri oluşturmasıydı. Bu kategoriler Adler vb. Psikologların oluşturduğu ayrıntılı kişilik kartelalarının babasıdır gibi geliyor bana. Kitapta, anlatıcı savaştakileri'boyun eğenler', 'emir verenler' ve 'umutsuzlar' olarak ayırıyor. Daha sonra bu grupları da kendi içinde ikiye ayırıp karakterlerle arketipleri örnekliyor. Belki de Savaş ve Barış'ı okurken, Tolstoy' un burada kategorilere ayırdığı arketiplere karşılık gelen karakterleri bulabiliriz. Tolstoy'un diğer eserlerini de okuduktan, ve Tolstoy hakkında da belli başlı eserlerin en azından bir kısmını okuyabildikten sonra Savaş ve Barış'ı bir kez daha okumayı düşünüyorum.
Kafkas Tutsağı
Kafkas TutsağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,953 okunma
··
598 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.