Gönderi

asıl af
"Affet" dese Güzide'nin namına. "İnsanlığın Güzide'de açığa çıkmış bütün suçları adına affet." "Affet!" Mücella bile tahayyülünün vardığı bu raddeden ürktü. Roman mı bu? Affa dair böyle bir talep Yusuf Ziya'nın mektubunda bile olmamıştı. Şerafettin Albay. Bu kaşları daima çatık asker adamın içinde belki sakin bir nehir akıyordu, o yüzden görünürde bu kadar fırtınalıydı. Ama o nehir, yüzeyinde bir af vahası yeşertemeyecek kadar derindeydi ve kızgın yanardağ Güzide'nin ateş olsa yakacağı cirmini ezer geçerdi. Hem Şerafettin Albay'dan böyle bir şey beklemek insanın naturasına uygun düşer miydi? Güzide'nin affedilecek yanı var mıydı? İyi de affa değer olanı zaten herkes affeder. Asıl af, affa lâyık olmayanı da affetmek değil mi? Tıpkı vicdan gibi. Onu kaybetmeye en fazla hakkımız olduğu anda koruyabildiğimiz şey değil miydi vicdan?
Sayfa 325Kitabı okudu
·
46 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.